Şu UNESCO varya,TÜİK ile birlikte boş işlerle uğraşıyor. İkisi Dünya kitap okuma oranlarını, kitap basım ve satış rakamlarını, ülkemizdeki kütüphane sayılarını ve üyelerini inceleyerek bir tablo açıklamışlar.

Neymiş efendim, Türkiye kitap okuma sıralamasında Dünya'da seksen altıncı sıradaymış.

İlk sırayı İngiltere ve Fransa paylaşıyor ardından ABD ve Japonya geliyormuş.

Avrupa'da bir kişi yılda on iki kitap okurken bizde on bin kişi bir kitap okuyormuş.

Bizde dört kişilik bir aile ayda telefon ve iletişim için ortalama iki yüz on üç lira harcarken kitaba yılda altı buçuk lira harcıyormuşuz.

E kitap pahalı!

İhtiyaç listemizde kitap iki yüz otuz beşinci sırada yer alıyormuş.

Aranızda iki yüz otuz beş maddelik bir ihtiyaç listesi yapan var mı?

Ah! UNESCO Ah! Dış mihraksın, kasıtlısın!

Hem o kadar uzun ihtiyaç listesi olsa bu ülkede evli kimse kalmaz.

 Ülkemizde çoğu Avrupa standartlarında olmamakla birlikte bin yüz on sekiz kütüphaneye karşılık altı yüz bin kahvehane varmış.

Eyyy UNESCO, Eyyy TÜİK!

Okeyi nerde oynayacağız?

Kütüphanede mi? Hem kütüphaneler Avrupa standartlarında değil de kahvehaneler Avrupa standartlarında mı? Bırakın bu işleri...

Hem biz de günde üç saat internet başında vakit geçirip Facebookta paylaşılan ve kim tarafından yapıldığı belli olmayan capsleri ve onlara yazılan yorumları okuyoruz. Kitap okuma verilerini açıklarken bu durumu neden göz önüne almıyorsunuz?

Birde günde ortalama altı saat televizyon izleyip bir dakika kitap okuyormuşuz. Bu oran Dünyada yarıştığımız ülkelerin hiç birinde yok. Tv izlerken geçen altyazıları okuduğumuzu hesapladınız mı?

Capsleri, yorumları ve altyazıları da işin içine katarsak günde bir sayfa kitap eder.

Hem tv'de ne izleyeceğimizi seçmiyor, kumandayı elimize aldığımızda önümüze ne çıkarsa izliyormuşuz.

Yaza girerken Türk dizileri Dünya'da en çok seyredilen diziler arasına girip bilmem kaç ülkede seyrediliyor diye bir tv kanalının dizi sorumlusu ödül aldı. Bu sayede ülkemiz gelir elde ediyormuş.

Eğer biz oturup günde altı saat dizi izlemesek bu başarıyı elde edebilir miydik?

Görün bu başarıları, görün!

 Ey UNESCO! Ey TÜİK!

Siz bunları külahımıza anlatın be!

Bırakın kitap okuma oranlarını filan. Televizyon izleme, tv kültürü ile kültürlenme, orada verilen mesajları emme başarımızı bi takdir edin.

Biz, UNESCO'nun dış mihrak olduğunu biliyoruz da TÜİK'e ne oluyor?

Acaba o da paralelci mi?