haberfark.net sitesinin değerli yazarlarından sevgili kardeşim Avukat Mehmet Noyan “Mucurlu’nun yaptığna bak” başlığında bir hikaye yazdı.

Yazıyı okuyunca bu hikaye en çok bize yakışıyor diye düşündüm.

Herkesin malümu bölgemizde bilinçsiz sulama ve su kaynaklarının aşırı kullanımı sonucu bir çok su kaynağı kurudu. Dün bataklık adı verilip 12 ay içine insanların giremediği sulak alanlarda bugün motosikletlerle safari yapılıyor.

Hani nerde kuş cenneti halindeki Eşmekaya Sazlığı?

Hani nerde gözlerimiz, pınarlarımız...

Eskil’in kuzey tarafında Tuz Gölü’ne kadar uzanan o sulak ve doğal yaban hayatı.

Hepsini elimizle tek tek kuruttuk.

Öte yandan halk tarafından “çöl” olarak ifade edilen söz konusu bölgede fidan dikmek ve yeşil alan çalışması ise yasak.

İşte “Mucurlu’nun yaptığına bak”a ben sahipleniyorum, çünkü o en iyi bizim durumumuzu anlatıyor.

Mucurlu’nun yaptığına bak!

Orta kademeden bir bürokrat Kırşehir´den Mucur´a doğru gidiyormuş.  
Yolda bir köye yaklaşırken, bataklık kenarında mola vermiş, nasıl olmuşsa ayağı kayıp bataklığa düşmüş. 
"İmdat" diye bağırmış.
"Boğuluyorum. Kurtarın beni!" demiş...
O civardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış.  
Bürokrat, "Bataklığa düştüm. Kurtar beni!" demiş.
Köylü, "Geçmiş olsun" demiş ama kurtarmak için hiç gayret göstermiyor. Hani nerdeyse dönüp gidecek.  
Bürokrat paniklemiş ister istemez, "Lütfen" diye yalvarmış. "Bir dal uzat. Kurtar beni!" demiş...  
Köylü, "Olmaz" demiş. "Sen şu anda Hazine toprakları üzerindesin. Hazine malından bir şey almak suçtur!"  
Ölümle yüz yüze gelmiş bir insana söylenecek şeyler mi bunlar?  
"Sen, dalga mı geçiyorsun" diye bağırmış ağzına dolan çamurlarla bürokrat" Ölüyorum. Kurtar beni!"  demiş...  
Köylü hiç istifini bozmadan cevap vermiş.
Ben Hazine´den mal alıp suçlu duruma düşemem.
Fakat, seni böyle bırakacak değilim.
Gidip muhtara haber vereceğim.
O kaymakamı,
Kaymakam da valiyi arar mutlaka.
Malmüdürüne falan sorulur.
Şayet, Hazine arazisi değilse,
Vali itfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar...   
""Yahu" demiş bürokrat,
"Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm."   
Köylü gülmüş. "Ben ölmezsin demiyorum ki" demiş.  
"Ölsen de, mevzuata uygun ölürsün!"  

Cevap bekliyoruz

İlahiyatçıların ısrarla dile getirdiği bir husus var. Bir insan Allah korkusu ile haram işler onu içinde sıkıntı eder, işlediği günahtan dolayı içinde patlamaya hazır bir volkan oluşursa, Allah korkusunu bilen bu kişileri Allah (C.C)’ın bağışlaması muhtemeldir.

Sıkıntılı olan kullar ise; (Allah korusun) “canım bu dönemde faiz mi olurmuş kaçıncı yüz yılda yaşıyoruz, devlet benim suyumu çeşmemden akıtmak zorunda ne su parasıyımış ya da ne elektrik parasıymış“ deyip harama helal diyenler. Bunların affedilme durumları ise oldukça zor.

İşte daha önceki yazımda da ifade ettiğim gibi bir sohbet ortamında Eskil’de kaçak su kullanım oranlarının oldukça fazla olduğunu öğrendim.

Bu konuyu köşeme taşımdaki amacım ise, bir kardeşim bırakın bu kaçağa son vermeyi ya evet bu durumda kul hakkı diye kendisini sorgulamaya başlarsa, sadece bir yazı değil; 4 senedir bu sütunlarda yazdığım bütün yazılar, bütün emeğim amacına ulaşmıştır benim için.

Işte bu konuya somut bir şekilde de dikkat çekmek için işte İlçe Müftülüğü’müze bir soru sordum.

Yazıyı okumamış olur ihtimali ile geçen hafta Müftü Bey’e bizzat cebinden ulaştım. Bu hafta cevap vereceğini söyledi, ancak hala elimize yazısı ulaşmadı. Müftülüğümüzün açıklamasını sabırla bekliyor ve elimize ulaştığı anda siz değerli okurlarımızla paylaşacağız.