Cenaze adabı
Doğarız, yaşarız ve bir gün gelir hayata gözlerimizi yumarız. Biz yaşayanlar da ölene karşı; son görevimiz olan cenaze faaliyetini gerçekleştiririz.
Dinimizde; bir cenazenin nasıl defnedileceği belirtilmiş olmasına rağmen maalesef bir kısım insanımız bu görevi; olmadık hata ve saçmalıklarla yerine getirdiğini sanmakta veya işine öyle gelmektedir.
Nasıl mı?
Alın size yapılanlar:
*Ölen zengin veya hatırlı ise; daha gür ve canlı, fakir ve sıradansa; daha cılız ve sönük sala veren bir kısım hocalar var,
*Ölü evine eskiden yemek ikramı ile yapılan ziyaretin yerine; bu gün ölü evinden yemek beklemek ve yemek,
*Cenaze namazlarında protokol yaratmak; dahası protokol gelinceye kadar cenazeyi musalla taşında saatlerce bekletmek,
*Trafikte cenaze geçerken saygı duymamak,
*Mezar başında para karşılığı dua okumak,
*Üç yaşında ihmal sonucu ölen bir çocuk için cemaate: “Hakkınızı helal eder misiniz?” Diye helallik istemek. (Asıl çocuğa sormak lazım hakkını helal ediyor musun? diye)
*Cenazeyi alkışlamak,
*Şehit olanların; düğün ve eğlencede nasıl oyun döktürdükleri yayınlanıyor,
*Cenaze başında tartışmak,
*Ölenlerin taziye evlerine; hırsızlık amaçlı gelenleri duyuyoruz,
*Cenaze başında timsah gözyaşları dökmek.
Özet olarak yitirdiğimiz insanlığın; diriye de ölüye de saygısı kalmadı. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete. Allah sonumuzu hayır eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.