CUMHUR’UNUN KÜLTÜRÜNÜ DIŞLAMAYAN ANAYASA

Osmanlı devletinin İmparatorlaşma devresine girdiği dönemi anlatan birçok kaynakta devletin üst bürokrasisine gayri Müslim kökenlilerin hâkimiyeti ile birlikte bunlar tarafından Müslüman ve Türk tebaanın aşağılandığı.

 Son dönemini anlatan kitaplarda ise o dönemin bürokratları ve entelektüellerinin genelinin mankutlaşma derecesinde bir Fransız hayranlığı içinde olduklarını yazarlar.

  Bu Fransız hayranları mankutluklarında öylesine ileri giderlerlermişki bir zamanların devletin en tepesindekilerin Laik olmayanı insan olarak görmeyen çağ dışı sakat söylemde olduğu gibi Fransızca bilmeyenlerin insan olamayacağını söyleyecek kadar ileri giderlermiş.

 Bu Fransız hayranlığı her ne kadar 1. Dünya Savaşı öncesi yerini kısmi olarak Alman hayranlığına bırakmış ise de çeyrek asır öncesine kadar, yani bizim kuşağın Orta mektep(okul) ve Lise döneminde etkisini sürdürüyordu.

  Oysa bizim Cumhuriyetin vasıfları belirtilirken Cumhuriyetimizin Milli Bir Cumhuriyet olduğu belirtilir.

Milli Cumhuriyetin ise  bu Cumhuriyeti oluşturan Cumhurun Dini değerlerinin yanı sıra milli değerlerini ve bu iki değerle oluşan kültürünü bu milliliği özelliğinden dolayı özellikle dışlamayan, aksine geliştiren Cumhuriyet olması gerekmezmiydi?

 Fakat maalesef devrimlerle ve orada “Vur” denince Öldüren zihniyetin tatbikatı nedeniyle devrim yasalarını bahane edenler tarafından Milli özelliklede dinin etkisiyle oluşan milli değerler önemsenmediğinden, sahip çıkılmadığından bize mahsus olan bizi, biz yapan kültürel değerlerimizin çoğu kayboldu.

 Kaybolanların başında bize okullarda öğretilen Büyüklere saygı küçüklere sevginin yerini büyük gelince oturduğu yerden kalkmayan, Otobüs, Tren ve diğer toplu taşıma araçlarında bile ak saçlı aksakallı nine ve dedeler ile hamilelere, özürlülere, çocuklu kadınlara yerini vermeyen ağzı süt kokan nesiller yetiştirildi.

   Hele birde Müfredattaki “Eğitim”in yerine  sınıf geçmeye endeksli “Öğretim”in yani ezberciliğin almasıyla dini değerlerimiz ve toplumumuz bu değerler çerçevesinde oluşturduğu milli değerler, yani en basitinden büyüklerin küçüklerini sevmesi, küçüklerin ise büyüklerini sayması mefhumu her geçen gün azalmaya devam ediyor.

Eskiden bayramlarda,bir yere giderken ayrılmalar veya bir yerden gelirken kavuşmalar esnasında mutlaka Nine,Dede,Amca,Dayı,Teyze Hala’larımız gibi büyüklerimizin ellerini öpüp hayır dualarını almamızı şimdilerde kaçımız yapıyor?

 Kaçımız büyüklerimize, yakın ve uzak akrabalarımızın yanı sıra bizi yetiştiren ilk okul ve diğer okullarda eğiten öğretmenlerimizin elini öpüyor, hayır dualarını ve hayatla ilgili tavsiyelerini alıyoruz ?

  En önemlisi ise Cumhurunu korumakla mükellef olan Cumhuriyetimizin kamu kurum ve kuruluşları Yazılı,İşitsel ve Görsel Medya aracılığıyla  kültürümüzün korunması,yeni nesillere aktarılması için ne yapıyor?

Bırakın yapmayı Kültürümüzü yozlaştıran Tv dizilerine karşı gerekli tedbirler alınıyor mu?

Bizi biz yapan yani birlik ve dirliğimizi sağlayan şeylerin başında Din,Dil ve ardından ise bu iki değerle şekillenen milli değerlerimiz yani Kültürümüz geliyor.

Cumhuriyetimizin kıyamete kadar birlik ve dirlik içinde devam etmesi için Devletimizin bu üç değerimizi dışlamaması,aksine bunlara sahip çıkılarak mecraı içinde gelişmesi için gerekeni yapması ve yaptırması yeni Anayasamızda mutlaka amir hüküm haline getirilmeli.

Yani bizi biz yapan değerlerin korunması eskilerin tabiriyle zaptu rapt altına alınmalı.

Yeni Anayasamızı yapacak olanların daha önce kendilerine gönderdiğim 448 sayfalık milletimizin gerekçeleriyle ortaya konan isteklerinden oluşanlarıyla birlikte Cumhuriyetimizin yıl dönümüyle birlikte ortaya konan istekler içinde gerekenlerin yapılması, yaptırılması umuduyla.

   Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

Bu yazı toplam 937 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum