Dünürcü olurken söylediğimiz o güzel sözün bilinci içinde Allah’ın emri Peygamber Efendimizin kavli üzere oğlumuza kızınızı verir misiniz? Diyerek kız istenmiş olunur.Allah Teâlâ, bu konuda şöyle buyurmakta: “Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, mü'min erkek ve mü'mine hanıma o işi kendi isteklerine göre seçme (İslâmın sınırlarını aşıp sorumsuzca davranma) hakkı yoktur. Kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzâb Sûresi, 33/ 36.)Ebu Mûsa (r.a.) anlatıyor: Resûlüllah (a.s.) ashabından birini herhangi bir iş için gönderince şu tembihte bulunurdu: “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın zorlaştırmayın!” (Müslim, C. 9, Sh. 152 H. No: 3262)Kız istemeye gelen, dünürcülere zorluk çıkarılmamalı, dünyevî konularda çok ince eleyip sık dokumamalı, gereksiz nazlanma ve zorlamalarda bulunulmamalı. Çünkü evliliği zorlaştıranlar, kendi çocuklarının ve evlenemeyen gençlerin işledikleri günahlarına ortak olduklarını unutmamalılar.Nikâh bir ibadettir. Her ibadette aranacak ilk şart bilinçli imandır. Kamil bir iman sahibi olmayandan, Salih bir ibadet ve doğru davranış beklenemez. Nasıl ki, ateşin doğal hali yakmaksa, İmanında doğal hali ibadet ve Salih amellerdir. Tüm kötülüklerin başı bilinçsiz iman ve ameldir. Ohalde Müslüman’ın evliliği, İslam dışı uygulamalardan çok farklı ve Allah'ın hududu çerçevesinde olacağı için, bu bir ibadettir. Eş seçerken, çeyiz ve düğün masraflarında gereksiz harcamalar yapılmamalıdır. Akla ve dine aykırı örf-âdetlere uymada, ev yönetiminde, eşine davranışında, çocuklarını yetiştirmede, haramlardan kaçınıp farzları yerine getirmekle mü’min imanını ispat edecektir. Nikâhın imanla kopmaz bir bağı olduğu da unutulmamalıdır. Müslüman olmayan bir kimseyle kıyılan nikâh geçersiz olduğu gibi, evlendikten sonra ağzından çıkan imana zıt bir söz sebebiyle de nikâh bozulacaktır. Neticede mü'min olmak, belki o kadar zor değil; ama mü'min olarak yaşayıp mü’min kalmak, Müslüman olarak ölmek, hiç de kolay değildir. Dolayısıyla kız isterken:"Allah'ın emri, Peygamber Efendimizin kavli/sünneti" diye başlanan hayırlı bir iş, nikâh akdiyle başlayarak kurulacak olan yuva ve aileyle ilgili tüm uygulamalar, şeytanın emrine göre değil, Allah Teâlâ'nın emrine, Peygamber (s.a.v.)'in sünnetine uygun olmalıdır. İşte bu, konuşulacak sözlerin ve yapılacak vaatlerin önemine binaen bu önemli sözü konuşmak ise haklı olarak kolay olmaz. Dünürcü olurken “Allah’ın emri Peygamber Efendimizin kavli üzere kızınızı oğlumuza istemeye geldik.”denir. Kız tarafı da vermeye karar verdilerse “Hayırlı olsun.” derler. Bu söylediğimiz sözlere dikkatinizi çekmek istiyorum:“Mutlu bir yuva”yâ kavuşmak, bu sözlerin içeriğindedir. Bu sözlerin içeriğini iyi anlayıp yapmış olduğumuz nikâh akdimize sadık kalmalıyız. Eğer sözümüzde durmazsak ipi sapasağlam eğirdikten sonra, tekrar bozan kadının durumuna düşeriz.