Emanete saygı
Sevdiğimiz fakat kaybettiğimiz dostlarımızla beraber, ebedi ve ölümsüz hayatta beraber olabilmek için, üzerimize düşen vazifelerimizi yapmamız gerekmektedir.
Sahip olduğumuz bu sermayeyi gelişigüzel harcayamayız. Çünkü; bize ait değil. Gençlik elveda diyor. Hazan yaprakları gibi sararıp soluyor. İhtiyarlığa dur diyemiyor, ölümün önüne geçemiyoruz. Merhameti sonsuz Rabbim, emir ve yasakları doğrultusunda, nefis ve malınızı Allah yolunda harcama karşılığında cennetimi satın alın buyuruyor.Kâinat sofrasını bizim için sayısız nimetlerle süsleyen, buna mukabil üç beş tanesini yasaklayıp haram kılmasına karşılık, rengi, tadı, güzeliği farklı sayısız konserve edilmiş nimetleriyle dünya soframızı süsleyen Allahın sonsuz ikramlarına karşı yirmi dört saatten bir saatini Namaz.üç yüz altmış beş günden 29 veya 30 günün, hem de yarısını Oruç,servetin, sıhhatin, hürriyyetin varsa ömründe bir defa Hac,borcun, harcın, derdin olmama şartıyla kırkta bir Zekat gibi ibadetlerle cenneti satın almak zormudur?
Allah tarafından rehin alınan nefsi kurtarmak, (ebedi cenneti kazanmak, helal dairede bütün ihtiyaçlarımızın karşılandığı şu dünyada) Allah'a itaat, emir ve yasaklarına saygı duymakla mümkün olacaktır.
Aynı geminin mensupları, yolcuları olan bizler, bilmeyerek, yanlışlıkla, cahillikle veya küfür ve inatla, üzerinde yaşadığımız şu dünya gemisini batırmak isteyenlere mukabil,onları da kurtarabilmek için, şefkatle, tatlı dil, güler yüzle, akıl, mantık ve iradelerine hitab ederek ikna yolunu seçmek, himmetimizi bu yolda harcamak mü'mine en yakışanıdır.
Engellere takılıp kalmadan, dayanıp darılmadan, geleceğin manevîyat güllerini, bülbüllerini yetiştirmek de bize düşmektedir. İnsanlık birşeyler bekliyor... Aradığını bulmak için çırpınıyor...zaf-ı imandan meydana gelen yaralarına reçete arıyor.İnsanlığın iftihar tablosu Hz. Muhammed’in s.a.v. müjdesini verdiği ahir zamanda gelecek, insanlığı düştüğü helaket ve felaketten, zillet ve sefaletten kurtaracak ümit nesli olan kutsileri bekliyor.Beklenen o şerefli neslin arasında olma şerefini, canın, cananın pahasına da olsa zannederim kaçırmak istemezsin.
Sen, alem-i İslâm 'ın son karakolunun mensubu olarak, üzerine düşeni yaptığın ölçüde sancılar dinecek, yaralar sarılacak, o zaman Allah'ın inayeti sana yetişecek, ilahi rahmet başını okşayacaktır.
O zaman yangınlar sönecek, göz yaşları dinecek, mazlumiyet ve mağduriyet sona erecektir.
O zaman harabeler umranlara, zulümler adalete, düşmanlıklar kardeşliğe, kin ve nefretler sevgiye, merhamete dönüşecektir.
Bir defa daha insanlık, mal, can, namus, haysiyet ve şerefiyle, huzur, güven ve emniyet ortamı içinde yaşama fırsat ve imkânı bulacaktır.
Dualarla…
Vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.