Davullu zurnalı 7’den 70’e herkesin katılımı ile gerçekleştirilen coşkulu asker uğurlama programı neticesinde Belediye eliyle askere gidecek olan evlatlarını kışlalarına kadar götüren tek ilçe.

İnsanımızın, vatan, millet sevgisinin bir tezahürü sonucu asker ve polisine karşı da maksimum seviyededir sevgisi, saygısı…

Öyleki gidin Eskil’de ilköğretim okullarında anket yapın.

Çocuklara, “Büyüyünce hangi meslek sahibi olmak istiyorsunuz?” diye sorun abartısız “polislik” çıkacaktır.

İşte onun da neticesinde tercih edilen meslekler arasında yine ilk sırada bu meslek dalı gelmektedir.

Son yıllarda emniyet teşkilatında önemli adımlar atıldı. Üniversite mezunlarının mesleğe kazandırılması, mastır, doktora yapan, yabancı dil bilen, insan psikolojisini bilen, sosyolojiye hakim. Olaylarda kaba kuvvet kullanmak yerine bilimsel çerçeveden yaklaşan mensuplardan oluşan bir emniyet teşkilatına kavuştuk-kavuşuyoruz.

İşte buna somut bir örnek halkla ilişkilerde mastır yaptığım dönemde 5 kişiden ikisi bile bu camianın saygın isimlerindendi. Konya Selçuklu Emniyet Müdürü Sayın  Adem Başarır ve Emniyet Amiri Süleyman Hançer.

“Polisin şiddet uygulaması” haberlerde yer alması hiç şüphesiz bu teşkilat üzerinde olumsuz bir baskı oluşturmakta, bu durumdan da birçok emniyet çalışanı rahatsızdır hiç şüphesiz.

Eskil’den ve diğer camialardan birçok arkadaşım bu mesleğe adım attı.

Meslek icabı birçok Emniyet çalışanı ile Emniyet’in farklı çalışmalarına katıldım. Bu meslekten onlarca insanla yakından tanışma fırsatım oldu.

Gerçekten bu camiada öyle saygın, içi insan sevgisi ile dolu çalışanlar var ki bırakın şiddet uygulamayı karıncayı bile incitmekten imtina ederler.

İşte bunların birçok yansımasını da televizyondaki programlardan izliyoruz.

Kendisine taş atan çocuğa cebinden futbol topu, forma alanlar.

Kendisine ateş eden düşmanını kaza yapma pahasına acil servise yetiştirenler.

Camiada hassas olan isimlerin rahatsız oldukları durum ise hiç şüphesiz bu saygın mesleğin ağırlığını kaldıramayıp fevri davranışta bulunanlardır.

İşte ne yazık ki Eskil’de geçtiğimiz günlerde münferit bir olay yaşandı. Münferit diyorum çünkü bu olayı huzurumuzun teminatı polis teşkilatı ile bağdaştırmak gaflettir.

İddiasına göre Enver Güden’i aracıyla giderken bir polis memuru durduruyor “arabayı suratlı kullandığı gerekcesiyle” polis memuru kendisini dövüyor.

Öyleki oradan ayrılan Enver Güden polisin kaba kuvvetine karşı yine çareyi Emniyet’e başvurmakta buluyor ve ilk işi yine 155’i aramak oluyor.

Emniyet Mensubunun saldırısı karşısında yine aynı teşkilata sığınıyor, hakkını orada arıyor.

Bununla yetinmeyen polis memuru bu kez Emniyet Mensuplarının yanında ikinci saldırıyı gerçekleştiriyor.  Güden, bu kez hakkını hukuksal çerçevede arıyor.

Eskil insanı asildir. Askerine polisine tarihte el kaldırmamıştır. Kaldırmaz.

Bilirki o üniforma uğruna (en son Samsun’da iki polisimize alçakca yapılan saldırıda olduğu gibi) nice canlarımız kara toprağa düşmüştür.

Enver kardeşimizin elbette bu olayda yüzü acımadı, gururu acıdı. Burnu kanamadı yüreği kanadı.

O bir eş, bir baba, bir evlat, bir yetişkin, bir hemşeri…..

Kırılan gururu ve onuruna rağmen hukuka, emniyete duyduğu güven takdire şayan.

Güden’in takdire şayan hassasiyetini karşısındaki kişi de gösterseydi de bu üzücü olay keşke gerçekleşmeseydi.