Şükrü Başarıkan

Şükrü Başarıkan

Evliliğin meyvesi çocuklar

Evliliğin meyvesi çocuklar

Evlikten sonra herkesin muradıdır sağlıklı bir çocuğunun olması, yalnız sadece istemekle olmaz, maddi ve manevi yönde sağlıklı bir çocuk evliliğin ilk başında eş seçiminde başlar ve ana karnında devam eder, çocuk sekiz ahlaktan beşini anne ve babanın durumuna göre belirler, diğer üçü de eğitimle gelişir.

Evlenip de çocuğu olmayanlar büyük sıkıntılara düşerler, yalnız fıtratına uygun bir şekilde çocuk yetiştirmeye hazırlar mı bu biraz düşündürücü! Çocukların birinci eğitim aldığı kurum ailedir, okuldur, sokaktır ve yayın organlarıdır. Çocuğun fıtratına uygun, ahlak sahibi olması için; “temel eğitimde insan ve inanç ilmihali bilgisi” daha yeni konuşmaya başlarken verilmeli ki, aile dışındaki tehlikeleri sezebilsin ve onlardan sakınıp fıtratını bozmasın.

Bir aile çocukla müjdelendiği zaman Cenâb-ı Hakk’a hamd etmeli ve şükretmelidir. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmakta: “Mal ve oğullar, (geçici) dünya hayatının ziynetleridir...”[1]

Resûlüllah (s.a.v) Efendimiz, çocuk hakkında şöyle buyuruyor: “Evlâdın kokusu Cennet kokusudur. Evlat dünyada nûr, âhirette sürûrdur.”

Rivâyet olunur ki: “Mü’minin evlâdı dört ay Lâ ilâhe illallah, dört ay Muhammeden Resûlüllah. Dört ay da Allahümmağfirlî velîvalideyye” der.

Müfessirlerin bildirdiğine göre, evlat ağladığı zaman anne baba kızmamalı, onun ağlaması ana-babaya tesbih, tehlil ve duadır. Baba ve anneye düşen görevlerden biri, çocukları dünyaya geldiği zaman, ona hayır dua edip Allah’a hamdetmeli ve güzel bir isim koymaktır. Bu meyanda anne ve babaların yapması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

a. Dua etmek:

Çocuğun mü’min olarak yani Allah’ın rızâsı üzere yaşaması, nefsin ve şeytanın şerrinden korunması, hayırlı bir evlat olması için duada bulunmak, onun hem dünya  hem de âhiret huzuru için büyük önem taşır.

Hz. Âişe (r. anhâ) anlatıyor: "Yeni doğan çocuklar Hz. Peygamber (a.s.)'e getirilirdi. O da bunlara mübarek olmaları için dua eder, tahnîkte (Hurmayı ağzında çiğnedikten sonra Abdullah’ın ağzına koydu) bulunurdu."[2]

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), küçük bir çocuğa rastladığı za­man şu duayı okurdu: “Allahümme’c-alhü berren takiyyen ventebhü nebaten hasenen.” Mânâsı: Ey Allah’ım! Bunu hayırlı ve senden korkanlardan eyle ve onu güzel bir surette yetiştir.

İbrahim (a.s.)’in, oğlu İsmail (a.s.) ve İshak (a.s.)’a yaptığı dua: “Bana ihtiyarlığıma rağmen İsmail ve İshâk’ı bahşeden Allah’a hamdolsun. Çünkü benim Rabbim el­bette duayı işitendir.” [3]

Ebû Hüreyre(r.a.)’nin rivayet ettiğine göre Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlar: “Üç dua vardır ki, muhakkak kabul edilir: Mazlumun, misâfirin ve babanın çocuklarına yaptığı dua.” [4]

Bir başka hadislerinde de “Babanın duası, hiçbir engelle karşılaşmadan Allah’ın huzûruna yükselir.”[5]  buyurmaktadır. (devam edecek...)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şükrü Başarıkan Arşivi