Geçenlerde Konya sokaklarında yürürken Eskilli bir hemşerimize denk geldim.

Kendisi babadan kalma az miktardaki tarlasını tapanını bırakıp Konya’ya taşınmıştı.

Burada asgari ücretle, (yani yaklaşık 700 Lira maaşla) hem evinin kirasını veriyor, hem  evinin geçimini sağlıyor hem de lise ve üniversitede okuyan 4 çocuğunu okutuyor.
Evet kafanızda şöyle basit bir hesap yaptınız ve bu hesabın içinden çıkamadınız. Zaten söz konusu kişide çıkamıyor.

İşte bu çaresizlikler içinde tek ümidi var o da her şeye rağmen çocuklarını okutabilmek.

O nedenle dershane yazdırdığı çocuğunun hem dershaneye gitmesini hem de bir işte çalışmaktan başka çaresi olmadığını ifade ediyordu.

Bu şekilde dershanenin çocuğa fazla bir şey vermeyeceğini ifade ettim. Kendisi başka bir çaresi olmadığını söylüyordu.

Bir diğer isim Ali Sırmalı.

(Kendisinin ve 80 küsur yaşındaki annesinin yaşadığı sıkıntı bir televizyon programında yayınlandığına göre ismini vermekte bir sorun olmayacağını düşünüyorum.)
Ali Sırmalı, bebekken geçirdiği çocuk felci sonucu sağ kolunu hiç kullanamayan sağ bacağını ise kısmen kullanabilen bir kardeşimiz.

Geçenlerde iftar sonrası televizyonda zapping yaparken bir anda ekranda tanıdık bir sima belirdi.

O kişi Ali Sırmalı ve yanındaki annesi idi.

Yaşadığı dramı izlerken göz yaşlarına hakim olmak güçtü.

Çocukken geçirdiği rahatsızlık sonrası sağ tarafı felç olan Ali Sırmalı geçirdiği bir kaza sonrası sağ bacağını da kaybediyor ve bacağı kesiliyor.

Eşinden ayrılan ve Konya’da simit satarak geçimini sağlayan Sırmalı, kaza sonrası bu gelirden de mahrum oluyor.

Her zaman en sadık dost olan annesi evladının yanı başında fedakarca ona bakıyor.
Ancak öyle sıkıntılar çekiyor ki yaşadığı bu dramdan kurtulabilmek için belki de evladının hatırına bir televizyon programına çıkarak onları dile getiriyor.

İşte o sorunlardan sadece birisi, borcunu ödeyemediği için son 3 ayda evde sular akmıyor. O da komşulardan su getirerek evin su ihtiyacını gideriyor.

Doktorlar oğlunun çok iyi beslenmesi gerektiğini söylüyorlar ama onlar çoğu zaman yiyeceği bile anca bulabiliyorlar.

Evet sözüm bir balkon gibi göbeğini büyütüp vakarlı bir şekilde yürüyen, arabasına binip başkalarına yardım etme bir yana onların acziyeti ve onları küçümsemeleri ile kendisini büyük zanneden insanlara.

Kazandığın malda senin payın yüzde kaç ki?

Hani geniş arazilerin, tatlı su kaynakların ve uygun iklimin olduğu bir Eskil yerine Somali’de Dünya’ya gelseydin acaba yine böyle kibirli ve vakarlı olur muydun?

Evet tekrar tekrar ediyorum, lütfen ihtiyaç sahibi insanları unutmayalım.

Eğer sizin niyetiniz insanımıza yardım etme olursa, çevrenizde ne kadar çok ihtiyaç sahibi  aileyi, dinimizin eşiği altından bile olsa yardım etmeyi uygun gördüğü talebeleri göreceksiniz.

Diğer taraftan Afrika’ya yardım için harekete geçelim. Duyarlı bir Müslüman olarak bu hepimizin görevdir. Bizim için önemi bile olmayan miktardaki yapacağımız küçük bir yardım, oradaki kardeşlerimizin derdine deva olabilir.
Yardım için aşağıdaki kuruluşlardan birine başvurulabilir…
Kızılay: 2868 kısa mesaj hattı, alo 168 bağış hattı ve tüm bankalardaki Kızılay hesaplarından Somali için bağış toplanıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı: Cep telefonundan ‘Afrika’ yazıp 5601’e gönderenler, Somali için 5 lira yardım yapmış olacak.
Kimse Yok mu Derneği: Cep telefonundan ‘açlık’ yazıp 5777 mesaj gönderenler 5 lira bağışta bulanacak.
İnsani Yardım Vakfı: Cep telefonundan ”Afrika” yazıp 3072’ye gönderenler 5 liralık bağış yapmış olacak.