Nilgün Güney

Nilgün Güney

HERKES YARATILIŞ AMACINI BİLİYOR

HERKES YARATILIŞ AMACINI BİLİYOR

 Dünyevi nimetlerden en fazla faydalanmak… Zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz, antellektüel-avam, kariyer sahibi-işsiz… herkesin amacı menfaatleri için yaşamaktır. Bu insanlar ölümle birlikte herşeyin biteceği kanatindedirler. Bu yüzden ellerinden geldiğince çıkarlarını en fazla gözetmek için çabalarlar. Hesap günü hakkında çok sınırlı bir bilgiye sahiptirler. Yani kesin bir ahiret inançları yoktur.

“Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?” (Müminun Suresi, 115)

Bu insanlar  evrenin, uzayın, gezegenlerin, dünyanın, dünyamızı koruyan atmosferin, insanın, hayvanların ve bitkilerin yaşam bulması için yaratılmış dünya koşullarının, ekosistemin dengesini koruyan gözle görülmeyen mikroorganizmaların Rabbimiz tarafından yoktan yaratıldığını düşünmemektedirler. Ayrıca insanın acizliğinin, dünya hayatının geçiciliğinin ve bir gün ölüp hesap vereceğimizin üzerinde derin düşünmemektedirler. Evet bir kısım insanlar bunun farkındadırlar ve bazı ibadetlerini yapıyorda olabilirler. Ancak derin düşünmedikleri ve ahlaklarını mükemmelleştirmedikleri için ölüm, kıyamet ve ahiret kavramları üzerinde kesin bir bilgiye sahip olamamaktadırlar. Oysa Rabbimiz’in istediği iman anlayışında derinlik ve kesin bilgiyle inanç çok önemlidir.

“Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.’’ (Ra'd Suresi, 2)

Bu insanların akıllarında olan tek şey; iyi bir eğitim almak, kendisine ve çocuklarına bakacak bir evlilik yapmak, geleceğini garanti altına almak, soyunu yürütmesi yada kendisinin bıraktığı işe sahip çıkması için çocuklar yapmak, kariyer sahibi olmak, güzel bir ev, lüks bir araba sahibi olmak… tır. Tabiki de insanın bu nimetlerden faydalanmak istemesi, rahat etmek istemesi normaldir. Ve hepsi de Allah’tan birer lütuftur. Ancak Rabbini, ölüp bir gün O’na hesap vereceğini unutarak, hepsinin Allah’tan bir nimet olduğunu bilip buna rağmen şükretmeyerek bu amaçlara sadece rahatı için odaklanması Allah katında hoş olmayan bir tutumdur. Gerçekte Rabbimiz tüm bu nimetleri Kendisine yönelmemiz, O’nu çokça anmamız ve yüceltmemiz için vermiştir. Aslında her insan hayat amacının sadece menfaatlerini kollamak olmadığının bilincindedir.

“Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.’’ (Kıyamet Suresi, 14-15)

Rabbimiz bir ayetinde dünya hayatının amacını şöyle haber verir:

“Biz, bir ‘oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir ‘oyun ve oyalanma’ edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.” (Enbiya Suresi, 16-17)

İnsan ahireti ve Rabbinin rızasını ummadığında basit bir yaşam tarzını kendine felsefe edinir. Sadece kendisini düşünür, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ mantığında hareket ederler. Allah sevgisini ve korkusunu kalbinde arttırma ve ahlakını güzelleştirme gibi bir aşkları yoktur. Bundan dolayı tavırları olgun, itidalli, güvenilir ve asil değildir.

“O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı...” (Mülk Suresi, 2)

Rabbimiz’in tecellileri yüzümüzü nereye çevirsek oradadır. Allah her an Kendini bu tecelliler ve olaylarla hatırlatmaktadır. Ancak insanların genelinin bu tecellilerin farkında olmayıp, Allah’ı unutmuş bir yaşam sürmeleri mucizedir. Oysa samimi anlamda iman edecek ve Kendisini tamamen Allah’a adayacak bir insan için Rabbimiz’in yarattığı küçücük bir tecelli dahi daha kafidir.

“Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.’’ (Bakara Suresi, 26)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi