Nilgün Güney

Nilgün Güney

Huzursuzluk ve mutsuzluk iman zafiyetinin alameti

Huzursuzluk ve mutsuzluk iman zafiyetinin alameti

 

 Bu olumsuz ruh hali sosyal medyada da kendini göstermiş, bunalıma giren insan moduna çokça rastlamaktayız. “Çok canım sıkılıyor”, “Bıktım artık bu hayattan”, “Çok mutsuzum” gibi ifadeler sosyal medyada çokça karşılaştığımız sözlerden. Peki neden böyle olmaktadır? Bu olumsuz ruh halinin temel ve gerçek nedeni imandaki boşluktur. İmanın insana sunduğu güzelliklerin farkında olmayan kişiler ömrünün büyük bir bölümünü huzursuzluk, sıkıntı ve mutsuzluk içinde geçirirler.

"Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz." (Taha Suresi, 124)

Bu sıkıntılı insanların yaşamlarına bakacak olursak, hedeflerinin sadece dünyadan sağlacakları menfaat olduğu görülecektir. İman etmenin ve Allah’a teslim olmanın güzelliğini bilmeyen bu insanlar, arzuladıkları dünya hayatından da bekledikleri zevki alamamaktadırlar. Asıl, imanın insanın hayatını güzelleştirdiğini bilmemektedirler. Ruhi sıkıntıların yanında bedenen de yaşadıkları hastalıkların temelinde imani zafiyet vardır. Oysa bu ruh halinden kurtulmak Allah’ın izni ile çok kolaydır.

İmani zafiyet içinde olan insanlar mutlu olabilmek için kendilerine suni vesileler ararlar. Bunun için kimileri zengin olabilmeyi, kimileri kariyer yapmayı, kimileri ünlü olmayı vs. hedeflerler. Çevrelerindeki her olaya bu bakış açısı ile bakan insanlar, detaylardaki güzellikleri göremedikleri için mutluluğu bir türlü yakalayamadıklarından yakınırlar. Çünkü elde etmek istedikleri şeyler geçicidir. Evet hedefledikleri şeylere sahip olduklarında mutlu olurlar. Ancak mutluluklarını tamamen buna dayandırdıklarından, bu hedeflerin ellerinden çıkması durumunda büyük bir boşluğa düşerler. Örneğin güzel bir ev almayı hedefleyen kişi, bu evi elde ettiğinde kısmi bir mutluluk ve neşe yaşar. Ancak bu evin kişide oluşturduğu etki geçicidir. Bir zaman sonra beğenerek aldığı bu ev kişiyi mutlu etmeye yetmeyecektir. Yada büyük çabalarla aldığı ev, bir yangın sonucu kül olduğunda kişi bunalıma girecektir.

Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir. (Ra'd Suresi, 26)

Samimi imana sahip insanların ise neşeleri ve mutlulukları süreklidir. Nimetlerin azalması, hastalık yada başka zor gibi görünen olaylar dindar insanların neşesinin kaçmasına neden olmaz. Mutlu olmak için büyük nedenler aramazlar. İlk başta Allah’ın iman nasip etmesi en büyük mutluluk sebebidir. Dünya hayatının geçiciliğini çok iyi kavradıklarından, nimetlerin en mükemmel hali ile cennette olduğunu bilirler.

İmani boşluk içinde olan insanlar ise her zaman ellerindekiler ile yetinmemiş, daha fazlasını istemişlerdir. Elbette bir insanın daha güzel bir araba, daha güzel bir ev yada daha güzel giyecekler istemesinde yanlış olan birşey yoktur. Önemli olan nimetleri Allah yolunda kullanmak için istemek ve şükretmektir. İman zafiyeti yaşayan insanlar bu yüzden her zaman kendilerinde var olan nimetlerden daha güzelini başkalarında gördüklerinde kıskançlık duymuşlardır. Ancak sahip olunan nimet ne kadar güzel olursa olsun, kişi şükretmediği ve Allah’ı anmadığı müddetçe nimetlerden zevk alabilmesi mümkün değildir.

Gerçek mutluluk insanın taklit edemeyeceği bir güzelliktir. Çünkü gerçek mutluluğu, neşeyi ve huzuru Rabbimiz iman eden kullarına vaad etmiştir. Elbette Müslüman mutlu olmak için Allah’ı anmaz, yakın olmaya çalışmaz. Bu, Rabbimiz’in inanan kullarına bir lütfudur. Allah inanan kullarını dünyada güzel bir hayatla yaşattığı gibi cennette de muhteşem güzellikteki, eksikliklerin ve acizliklerin olmadığı nimetler içinde yaşatacaktır. Hepsinden önemlisi Kendi rızasını bahşedecektir.

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi