Nilgün Güney

Nilgün Güney

“İMAN ETTİM’’ DEMEK YETERLİ MİDİR?

“İMAN ETTİM’’ DEMEK YETERLİ MİDİR?

Allah’ı çok seven, O’nun gücünü hakkıyla takdir eden inananlar ise hayatlarını Allah’ın hükümlerine göre şekillendirirler. Allah’ın yüceliğini, evren üzerinde hakimiyetini kavrayamamış olan insanlar, sayılamayacak kadar çok yaratılış delilini görmelerine rağmen Allah’ın hükümlerini görmezlikten gelerek yaşamayı tercih ederler. Bu insanlar kendi yaratılışlarını unutup, hayatlarını kendilerinin kontrol ettiklerini sanırlar.

“Kahrolası insan, ne kadar nankördür. (Allah) Onu hangi şeyden yarattı? Bir damla sudan yarattı da onu 'bir ölçüyle biçime soktu.' Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü, böylece kabre gömdürdü. Sonra dilediği zaman onu diriltir.’’ (Abese Suresi,17-22)

İnsanların geneli gönderilen kutsal kitaplara ve elçilere rağmen yaratılış amaçlarını unutur, Allah’tan yüz çevirirler. Oysa Rabbimiz merhametinin bir tecellisi olarak insanın şan ve şerefini kazanacağı, şifa ve yol gösterici olarak Kuran’ı indirmiştir. İnsanın bunun dışında kendine yollar edinmesi hem yorucu, hem de akılsızcadır.

“… Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.’’ (Mü'minun Suresi, 71)

Yine bazı insanlar ölümü ve ahireti bilmelerine rağmen çok anlamsız bir rahatlık içindedirler. Hayatın en büyük gerçeğinin ölüm olmasına rağmen, bu insanların pervasızca başka işlere yoğunlaşmaları ve hayatlarını buna göre şekillendirmeleri hayret vericidir. Ölümle birlikte bitecek dünya işleri için çok büyük bir fedakarlık gösterirler, ancak Yaratıcılarına olan kulluk görevlerini düşünmek dahi istemezler.

Rabbimiz insanlara doğruyu görebilmeleri için birçok yol göstermiştir. Kendi varlığının delilleri, kutsal kitaplar ve elçiler… Her insana muhakkak Rabbimiz doğruyu anlatan bir dini tebliğ eden göndermiştir. Bu Rabbimiz’in uyarmadan cezalandırmayan olmasındandır.

“Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, Biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz.’’ (Şuara Suresi, 208)

Bazı insanlar da Allah’a inandıklarını söylerler, ancak Allah’ın hükümlerine uymaktan kaçınırlar. Bu Allah sevgisinin ve korkusunun ne olduğu bilinmediği için yaşanmaktadır. Hatta bazıları vardır, Allah’a inandıklarını söylerler, ancak davranışlarının Kuran’a tam muhalif olduğu görülür. Rabbimiz’in yasakladığı tavırları büyük bir umursamazlıkla yaparlar. Bu insanların kıyametten ve hesap gününden de haberleri vardır. Hatta bazen bu konuyu aralarında konuşurlar. Ancak böyle bir gün sanki hiç gelmeyecekmiş gibi çabuk unutur, davranışlarını düzeltmeye çalışmazlar.

“İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.’’ (Enbiya Suresi, 1)

Allah’a iman etmek demek, sadece O’nun varlığını kabul etmek demek değildir. Allah’a iman etmek demek; O’na çok güvenmek, sadece O’nu yol gösterici edinmek, sadece O’nu sevmek, O’ndan kormak, herşeyin bir hayırla, kader üzere yaratıldığına gönülden inanmak, insanın başına ne gelirse gelsin güzel ahlaktan taviz vermemek ve ömür boyu O’nun rızasını kazanmak için kendini feda etmek demektir.

“İnsanlar, (sadece) ‘İman ettik’ diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.’’ (Ankebut Suresi,2-3)

İnsan ancak yaratılışına uygun olarak Rabbine yöneldiğinde, O’nun hükümlerini yol gösterici edindiğinde mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilir. Rabbimiz bizi Kuran’da hayat verecek şeylere davet etmektedir. İnsan Allah’a güvendiği ve O’na teslim olduğunda hayatında çok olumlu değişiklikler olacaktır. Ancak bu iman az öncede belirttiğim gibi sadece “inandım’’ demek değildir. Allah’ın hükümlerine titizlik göstermek gerekmektedir. Şeytan insana bunun çok zor olduğunu fısıldar. Oysa insan bu yolu seçerek rahat edeceği bir yola tabi olacaktır. Sadece biraz sabır ve kararalılık gerekmektedir. Allah samimi kullarının yardımcısıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi