Kira sözleşmelerine getirilen adaletsiz düzenleme ve %25 kira artışının uzatılması
2018 yılı ve öncesinde dövizle yapılan kira sözleşmelerine ve dövizle yapılan gayrimenkul satışlarına 1567 sayılı kanunun 1. maddesindeki yetki nedeniyle, Cumhurbaşkanlığı'nca yayınlanan 85 sayılı kararnameye istinaden, Maliye Bakanlığı'nca Türk parası kıymetini koruma hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğ ile yasak getirilmiştir. 2018 yılından itibaren döviz kuru yükselmeye başlayınca hükümet dövizle kiralamayı yasaklayıcı bu tedbiri almıştır. Esasen borçlar kanununda konunun çözümü ile ilgili hüküm varken; yani, döviz fiyatları fahiş hal aldığında, taraflar makul bir bedel ödeme de anlaşamadıkları taktirde, Sulh hukuk mahkemesine dava açarak konuya çözüm getirebilecekken; hükümet, dövizle yapılan kiralamaları yasaklama kararı almıştır. Ayrıca, Türk Lirası cinsinden yapılan kiralarda kira artışı ÜFE ortalamasına göre yapılırken, bunu da tebliğle değiştirerek tüfe yıllık ortalamasına endekslemiştir. Hukuka ve kanuna aykırı olan bu tebliğ geçersiz olduğundan, bir süre sonra Borçlar Kanununda tebliğ hükümleri doğrultusunda değişiklik yapılmıştır.
2709 sayılı Anayasamızın 48 maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” denilmektedir. Anayasanın serbest bıraktığı sözleşme hürriyetini kanunun tanıdığı bir hakla cumhurbaşkanlığı kararı ve maliye bakanlığı tebliğ ile değiştirilmektedir. Kanunlar Anayasaya aykırı olamayacağı için bu konuda yapılan kanuni düzenleme de cumhurbaşkanı kararnamesi de hukuka ve anayasaya aykırıdır. Türk parası yerine döviz cinsinden yapılan sözleşmeler için getirilen kısıtlamalarda bu açıdan anayasanın 48. Maddesindeki amir hükme aykırıdır.
Getirilen düzenlemeler ışığında uygulamaya baktığımızda, 2022 Ocak ayı yıllık ÜFE artışı, % 93,53, Tüfe artışı, % 36,08, Tüfe yıllık ortalama artışı % 19,60'tır. Şubat 2022 ayı Yıllık ÜFE artış % 105,01, Yıllık Tüfe artışı %54,44, yıllık tüfe ortalama artışı % 25,98'dir.
Aylar üfe (%) Yıllık tüfe ortalaması(%) tüfe(%) yıllık tüfe ort(%)
0cak 2023 86,44 125,53 57,68 72,45
Şubat “ 78,86 89,91 55,16 64,10
Mart “ 62,45 113,73 50,51 70,20
Nisan “ 52,11 105,50 43,68 67,20
Mayıs “ 40,76 95,80 39,59 63,72
Kira artışları yıllık tüfe ortalamasına göre yapıldığından, resmi rakamlarda % 100 ün üzerine çıkan fiyat artışlarında kiraya ocak 2022 ayında % 19,60, Şubat ayında da % 25,98, 2023 Şubat ayında %72,45, Mart ayında % 64,10, Nisan ayında %70,20, Mayıs ayında % 67,20, Haziran ayında da % 63,72 nispetinde artış yapma yetkisi veriyor. Bu artış işyerleri için geçerli olup, mesken kiraları için 2022 yılında 1.Temmuz 2023 yılına kadar olan konut kiralarına % 25 zam sınırı getirilmiş bulunmaktadır. Asgari ücret, Memur, işçi, emekli maaşlarına yıllık yaklaşık % 80'nin üzerinde zam yapılırken konut kiralarının %25 le sınırlandırılması mal sahiplerini cezalandırmak olup yörük sırtından kurban kesilmektedir. Tüfe ortalaması 2022'de enflasyona nazaran çok düşükken, kiralar çok düşük kalmış, 2023 yılında nisbeten tüfe ortalaması yükselmiştir. Ancak; fiiliyatta % 100'ün çok üzerinde yaşanan fiyat artışları karşısında, işyeri kira artışlarına konu olan tüfe ortalama fiyat artışları da düşük kalmıştır. Vergi Usul kanununa göre yeniden değerleme oranı % 123 alınarak devletin alacağı vergiler, cezalar bu orana göre artırılırken; devlet işyeri kira artışlarını nerede ise bunu yarısı ile sınırlayarak, konutlarda ise dörtte biri ile sınırlayarak, kiralık mülk sahiplerini mağdur etmektedir. Bu rakamlar TÜİK tarafından ilan edilen fiyat artış rakamlarıdır. Vatandaş olarak; petrolde, şişe suyunda, tuvalet kağıdında, kağıt havluda, peçetede, deterjanda , sabunda, süt, yoğurtta, peynirde, ette, gıda da, tüm ihtiyaç maddelerinde, meyve, sebzede hissedilen enflasyon TÜİK’in açıkladığından çok daha fazladır. Nerde ise yıllık % 200 ‘e varan fiyat artışı ile karşılaşılmaktadır. Yani yaşanan enflasyon açıklanan rakamın çok üzerindedir. Görünen o ki getirilen bu sistem kiralayanı kiracıya ezdirmektedir. ÜFE % 105 iken tüfe nasıl % 54,44 olur, Tüfe %54,44 iken bir yıllık tüfe ortalaması nasıl %25,98 olur anlaşılır gibi değil. Bu sistem devam ettiği sürece, bir çok sorunu beraberinden getirecektir. Kiracı ile kiralayan arasında sürekli bir çekişme olması kaçınılmazdır. Kiracı ile kiralayanı sistem bir birine düşman edecektir. Burada menfaat dengesi kiracı lehine bozulmuş durumdadır. Getirilen sistem adalet ve hakkaniyetten uzaktır. Mevcut düzenlemeler paralelinde, ihtilaf mahkemeye götürüldüğünde de tatmin edici bir çözüm üretilemeyecektir. Zira, mahkemenin yapacağı düzenleme tüfe ortalamasına göre olacağından, yani; sorunda tüfe ortalamasının düşük olmasından kaynaklandığından, problem ortada kalacak ve devam edecektir. Bu uygulamada kiralayan gayrimenkulünü kısa vadeli kiraya verir ve tahliye taahhütnamesi alarak kiracıyı tüfe ortalamasından daha yüksek bir kira artışına mecbur tutarsa; hak kaybını koruyabilir. Bu durumda da kiracı böyle bir yere girmeye tereddüt edeceği içi malik mülkini kiraya vermede, kiracıda kiralık yer bulmada sıkıntı yaşayacaktır. Gerek enflasyon gerekse yaşanan deprem nedeniyle arz talep dengesine bağlı olarak yeni kiralarda fahiş artışlar oluşmuştur. Talep edilen yeni kiralar ödenemez seviyeye çıkmıştır. Hükümet yetkilileri de bu arada kira artışını % 25 le sınırlayan uygulamayı uzatacağını beyan etmiştir. Böyle bir uygulama oluşturulan adaletsiz uygulamayı yaygınlaştıracaktır. Ülkede kira artışı konusunda ikilem yaşanmaktadır. Bir tarafta yeni kiracılar anormal yüksek kira ile ev tutarken, eski kiracılar aynı yerde çok düşük kira ile oturmaktadır. Örneğin eski kiracı kısıtlamalar nedeniyle, 1000 TL nin altında veya 1500 TL ile kirada otururken, aynı binada boşalan daire 8-10 bin lira gibi yüksek değerle kiraya verilmektedir. Yeni binalarda kira isteği ise 10.000 TL nin üzerindedir. Bu durumda ev sahipleri eski kiracıları hali ile çıkartmak istemektedir. Kira artışlarında yapılacak sınırlama ile ilgili düzenleme seyyanen %25 yerine kademeli ve kira ödemelerini ve artışlarını dengeleyici bir sisteme göre yapılması gerekir. Fahiş kiralar sınırlanırken çok düşük kalan kiralarında makul bir seviyeye getirilmesi için düzenlemeye hüküm konulmalıdır. Bu düzenlemeden sonraki kira artışlarını Yıllık üfe ortalaması ve tüfe ortalaması değerlerinin ortalaması alınarak; bulunan fiyat artışı oranına kadar kira artışları belirlenir şeklinde düzenleme yapılarak, konu kangren olmadan çözüm üretilebilir. Böyle bir durumda mevcut enflasyonun getirdiği ücret artışı taraflara dengeli dağıtılmış olur. Kiracıyı korumak açısından yapılan bu uygulama ister istemez kiralayan tarafında uygulamayı yapanlara bir tepki doğuracaktır. Uygulama tarafların hak ve menfaatlerini adaletli bir şekilde belirlemediği sürece huzursuzluk kaynağı olarak varlığını devam ettirecektir. Kiracının vatandaşlığı kadar kiraya vereninde vatandaşlığı söz konusudur. Kiracının hakkı kadar kiralayanında hakkı söz konusudur. Kiracının oyu kadar kiralayanında oyu bulunmaktadır. Toplumsal barışın tesisi açısından başlı başına adaletsizliğe sebep olan ve realiteye, hakkaniyete ve hukuka da uymayan bu düzenlemenin gözden geçirilerek düzeltilmesi uygun olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.