Ben de “ikisi de sağ salimler Aksaray’da oturuyorlar bildiğim kadarıyla” diyorum.

Evet sizinde tahmin ettiğiniz gibi İl Genel Meclis Üyeleri Sayın Kamil Altan ve Sayın Necip Çeçen’den bahsediyorum.

Önce şöyle bir 2009 yerel seçimleri öncesine gidecek olursak. Bazı kişiler adaylarının üniversite mezunu olmasını özellikle vurguluyordu. Ben de bugün olduğu gibi dün de aynı şeyin altını çiziyordum. İyi bir siyasetçi de 10 önemli nitelik olacaksa üniversite mezunu olmak bunlardan sadece birisi olmalı diye.

Eğer bu iş üniversite mezunu olmakla çözülecekse Türkiye’de binlerce işsiz üniversite mezunu var. Siyasi partiler her seçimde onları aday gösterir işi çözerdi öyle değil mi?

Öte yandan eskiden adamın eline birazcık para geçti de biti kanlanmaya başladı mı ikinci evliliğe gözü bakarmış. Şimdi de siyasete adım atanları da bir görev kesmiyor ki hemen ikinciyi göze kestiriyor!

İşte 3 İl Genel Meclis Üyelerimizden ikisinin ikinci bir görevi var. Meslek kuruluşu başkanlığı. 

Belki de İbrahim Tatlıses’in o meşhur şarkısında “Güzellik başa bela” sözünde olduğu gibi yetenekli olmakta başa bela. İçinizdeki o adrenalin sizi durdurmuyor,  patladım patlayacağım diyen bir volkan gibi sizi dürtüyor…

Ve İktidar Partisi’nin İl Genel Meclis Üyeliği gibi önemli bir görev size yetmiyor. Oysa Cicero ne güzel söylemiş “Birçok işte çırak olmaktansa bir işte usta olmayı yeğlerim” diye.

Eskil coğrafi açıdan Türkiye’nin en büyük ilçesi. 100’e yakın köy ve yayla. Bu kadar büyük bir coğrafyada 3 İl Genel Meclis Üyesi’ne  çok büyük sorumluluk düşüyor.  Dolaysıyla meslek odası gibi oluşumlara zaman ayırmak ne kadar doğru?

İşte Necip Çeçen, İktidar Partisi’nin bir üyesi hükümet son dönemde sıfır faizli kredi ile hayvancılığa önemli oranda destek veriyor. Sayın Çeçen’in mesleği veteriner hekimlik. Kendisi bu hususla ilgili halkla paylaşacağı haber değeri olan hiçbir şey görmedi mi? Yanılıyor muyum diye google’a “Necip Çeçen Aksaray” şeklinde yazdığımda kendisinin süt birliği başkanlığında oldukça aktif olduğu medyaya yansıyor. Aynı aktifliği Eskil için İl Genel Meclis Üyeliği adına da yapması dileğiyle. Sayın Çeçen’e birilerinin İl Genel Meclisi Üyeliği görevi ve Eskil’in, en az süt birliği başkanlığı ve süt fiyatları kadar önemli olduğunu hatırlatması dileğiyle.

Kamil Altan o da muhalefet partisi MHP’nin üyesi. Onun da çalışmalarda eksik gördüğü, gündeme getireceği halkın bir sorunu ya da bir projesi hiç olmadı mı?

Evet Sayın Çeçen, Sayın Altan Eskil halkı sizin bir ses vermenizi bekliyor. Bu sesi duyurmaya da Eskil Gazetesi ve haberfark.net olarak hazırız.

Parlayan yüz kararmasın!

Geçtiğimiz yılın baharında Eskilli gençler tarafından Tersakan bölgesine dikilen fidanlar için Sayın İbrahim Koyuncu tel örgü sözü vermişti. İşte o tel örgü sadece sözde kaldı.

Sayın Koyuncu yapmayacağı, yapamayacağı bir şey için niye söz verme zorunluluğu hissetti. Sadece sözden ibaret kalacak bir şey için neden bizim köşemizi kullandı bilmiyorum. Kendisine bu sorunun cevabını soracaktım. Sabah seni arayacağım dedi. Tam 15 sabah geçti.

Elbette Sayın Koyuncu’ya sözün önemini anlatmak bizim haddimize değil. Benim söze bakış açım kişinin kendisine verdiği değerle ilintilidir. Yani bir kişi kendisine ne kadar değer veriyor ve kendisini önemsiyorsa sözüne o kadar sadık olur.

Sayın Koyuncu için 1 Nisan 2010 tarihinde siyasetin parlayan yüzü ifadesini kullanmıştım. Bugün o başlığı 1 Nisan şakası olarak mı algılayalım! Evet Sayın Koyuncu lütfen parlayan o yüz kararmasın!

Siz de ataların bir koltuğa iki karpuz sığmaz sözünden hareketle kendinize bir yol çizin lütfen ve o işte usta olun!

Bir söz de siyasi partilerimizin Eskil İlçe Teşkilatlarına.

Artık İl Genel Meclis Üyeliği belediye başkanlığı seçimlerinin gölgesinde kalıp kimin sülalesi daha geniş, belediye başkan adayımıza daha fazla oy getirir gibi basit hesaplardan uzaklaşılmalı.