Memur Sen Başkanı Dünyayı Hizaya Getirdi, Ama Memura Ses Yok
Tamam, yazının gecikmiş olduğunu kabul ediyorum. Ama yazı güzel olsun, anlatmak istediklerimi tam olarak ifade edebileyim istedim. Çünkü bu yazı ile ülkemdeki sendikacılık anlayışının fotoğrafını bir kez daha çekmiş olacağım.
Yetkili konfederasyon Memur Sen, 1 Mayıs'ı Konya'da kutladı. Ben de Konya'da yaşayan bir öğretmen olarak Ali Yalçın Bey'in konuşmasını dinledim. Çünkü hem yetkili sendika, hem başkanın ilk 1 mayıs konuşması olması ve hem de geçen yıl yapılan toplu sözleşmenin bir fiyasko olması açısından ne söyleyeceğini ciddi anlamda merak ediyordum.
Dinledim...
Sonuna kadar, bıkmadan, usanmadan dinledim.
Konuşma bana siyaset yapmaya hevesli, dünyayı değiştirebileceğini düşünen, çabuk gaza gelen, sürekli ütopyaları olan ergenlerin kendi aralarındaki konuşmalarını anımsattı.
Çünkü Mısır'da darbecilere çatıp Mursi'yi hapse atanlara isyan etti.Filistin Dava'sına destek verip İsrail'i kınadı ve gözdağı verdi. Doğrusu bu isyan ve gözdağından sonra ben Mısır'ı yönetmeyi bırakıp Mursi'den özür dilerdim.İsrail'i yönetsem derhal Filistin'den çıkar "Abimsin" der, hatta Ortadoğu'yu terk ederdim.
Oradan gelmişken Suriye'ye girdi ve bir kaç yıl önce kardeş olan, birlikte ailecek tatile çıkılan Esad'ı unutup şimdi en büyük düşman olan Eset'i katil ilan etti. Bu uyarılardan sonra Eset korkudan intihar ederse şaşırmayın.
E bu kadar etkili ve dünyada merakla beklenen konuşmada ABD ve Avrupa Birliği yer almaz mı? Onlara da müthiş bir gözdağı verdi başkan...
Gurur duydum!
Ermeni meselesine de girdi, eminim Ermeniler bir daha o iddiayı dile getirmezler.Lakin destek verdiği siyasi anlayışın Ermenistan'da milli maç izlediğini;Daha 24 Nisanda yani altı gün önce tarihimizde ilk kez İstanbul'da yapılan anma törenlerine bakan düzeyinde katılım yapıldığını ve en üst düzeyde özür dilendiğini unutmasa iyi olurdu.
Gezi eylemlerine, muhalefet partilerine ve daha dün etle tırnak olup, ülkeyi teslim ettikleri ama şimdi düşman olan "paralelcilere" de saydırdı.
Ammaaa öğretmenlerin nöbet ücretlerinden hiç bahsetmedi.
Sınıf öğretmenleri ile branş öğretmenleri arasındaki maaş karşılığı girmek zorunda oldukları ders saati farkından hiç söz etmedi.
Yerlerde sürünen ek ders ücretlerine hiç uğramadı.
Erkek memurların kılık kıyafet çilesini teğet bile geçmedi.
Atama bekleyen öğretmenlerin sıkıntılarını tek kelimeyle bile söylemedi. Vergi dilimi zulmünün sona erdirilmesini istemedi.
Ek ücretlerin vergi dilimi içinde sayılmamasını söylemedi.
Ek göstergenin net olarak 3600'e yükseltilmesine değinmedi.
Geçen toplu sözleşmede bir aylık süre varken üç gün gibi rekor bir sürede memuru masada bırakan ve tarihte ilk kez hükümetin teklifinden daha az bir zamma razı olan onlar değilmiş gibi yeni hükümete ağustos ayında yapılacak toplu sözleşmeleri hatırlattı.
Son söz:
Avrupa, ABD, Eset, İsrail, Sisi, gezi eylemcileri, paralelciler bu kadar gözdağından ve isyandan sonra ne yapar bilmem ama bu konuşma bir memur için tam bir fiyasko.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.