Mevlüt Keskin

Mevlüt Keskin

Meşin yuvarlak!

Meşin yuvarlak!

Galatasaray Avrupa Kupalarında Polanya’nın Widzew Lodz takımı ile deplasmanda oynamış hakemin 7-8 dakika gibi anormal uzatması ile maç Galatasaray’ın aleyhine 2-1 sonuçlanmıştı.

Maçta kalede Simoviç harikalar yaratmıştı.

Yine aynı dönemde Fenerbahçe’nin deplasmanda Fransa şampiyonu Bordeaux’u 3-2 yendiği maç gibi karşılaşmalar futbola olan ilgimizi artırdı.

Daha sonra Hagili Galatasaray’ın özellikle Avrupa’daki başarısı ve sahadaki mücadelesi futbola olan ilgimizde ibreyi bazı zamanlarda 90’ı göstermesine vesile oldu.

O dönemde Avrupa Kupalarında bir çok maçta hakemler göstere göstere diğer takım lehine kararlar verirlerdi. İşte öyle bir maçta Göteborg karşısında Fenerbahça sahada 7 kişi kalmıştı.

Belki de hakemlerin Türk takımlarını sahada bilinçli olarak doğraması kim bilir içimizdeki futboldan öte o Atalardan gelme savaşçı ruhumuzu körüklüyordu. Birileri sizi ezmeye çalışıyor ama siz sahada 11 aslanla mücadele edip galip gelebiliyorsunuz. Ne özel duygulardı.

Daha sonraları bir Galatasaraylı olarak maçlarda, Ali Şen’in Cine 5’te şeref tribününde puro içerken Galatasaray’ın attığı goller sonucu kameraların Ali Şen’e odaklanması ayrı bir keyif verirdi.

Aradan geçen zaman ile birlikte futbola olan ilgimizde ibre yavaş yavaş aşağıya doğru göstermeye başladı.

Geçen hafta Televizyonda bir maç vardı. 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Türkiye’nin rakibi Hırvatistan’dı. O eski milli heyecandan epeyce uzak bir şekilde maçı seyrettim.

Maçta ilk dikkatimi çeken Volkan ve Emre’nin seyirci ile diyaloga girmesi idi.

Bir gün bile sporla iştigal olanlar bilir ki hiçbir zaman seyirci ile diyaloga girilmez.

Cevap vermek için yönünü onlara dönemezsin.

Tribündeki küfrün önüne geçilmek için yapılan çalışmalardan önce 30 bin kişinin hep bir ağızdan “İ” ile başlayan ve 4 harf olan meşhur küfründe hakem hangi birisine tepki gösterebilirdi ki!

O maçta benim anlamadığım bir diğer husus. Yorumcu Rıdvan Dilmen’in Volkan ile seyirci arasındaki diyalogu Galatasaraylı seyirciler böyle yapmamalı gibi söylemleri…

“Sanki oradaki bütün seyircileri test mi ettin?” diye kendi kendime ekran başında mırıldanmadan edemedim.

Maç sonrası yorumlar yorumlar….

Benim ilgimi çeken bir haberde, milli futbolcuların, maçtan önce eski para birimimiz ile 8 Trilyon olan teşviğin 10 Trilyona çıkarılsın pazarlığı yaptığı şekilde idi.

Oysa Şampiyonaya direkt giden Almanya Milli Takımı oyuncularının aldığı prim bu rakamın çok altında ama nedense Alman oyunculardan böyle bir talep gelmiyor.

Milli Takımı çalıştıran Guus Hiddink’in yıllık aldığı rakam ise dudak uçuklatacak cinsten yıllık yaklaşık 10 Trilyon.

Dikkatimi çeken başka bir unsur, Hiddink’in yardımcısı Oğuz Çetin’in teknik direktörlük başarısı olmamasına rağmen yıllardır postu milli takım antrenörlüğüne atması.

Ve Allah daha çok versin bir eli yağda bir eli balda olan futbolcuları bazı yorumcular savunmaktan kendisini alıkoyamıyordu. “Türk futbolcusu duygusal”

Oysa profesyonellik en çok futbolcularına kendilerine yakışıyor.

Duygusal olduklarına ben de inanıyorum evet duygusallar ama hani bir reklamda olduğu gibi tamamen duygusal!

Netice olarak futbolun tadı tuzu sanki o Simoviçli, Hagili dönemlerde kaldı.

Ve üstüne bir de işte o sahada Emre ve Volkan’ın tepkisini gösterdiği seyirciler gibiyiz hepimiz. İyi günde kötü günde hep yanlarında olmaya söz verdiklerimiz. İyi günde kaymağı yer kötü günde suçu sana yükler çeker gider.

Bir de üstüne duygusallığa vururlar işi!

Oysa iş duygusallığa kaldıysa bu toplumda duygusal olacak, açta açıkta, sıkıntı içinde o kadar insan var ki emin olun sıra hiçbir zaman futbolculara gelmez.

Evet futbol artık eski futbol değil benim nazarımda o yüzden artık seni sevmiyorum meşin yuvarlak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Keskin Arşivi