Muzaffer Yayar

Muzaffer Yayar

Minik Haticeler Ölmesin

Minik Haticeler Ölmesin

Fakat eksik yapılmakta. Örneğin yol yapılıyor ve ya kilometrelerce yollar yapılıyor. Ama yolun yapılmış olması yetmiyor. Güvenlik önleminden tutunda ışıklandırmasına kadar her şeyin düşünülmesi gerekiyor.

Evet konu tarihimiz de önemli bir yere sahip olan Sultanhanı.   Sultanhanı tarihini şöyle bir anımsayacak olursak:

Aksaray-Konya karayolu üzerinde, Aksaray’a 42 kilometre uzaklıkta Sultanhanı kasabasında bulunan Sultan Han, 1229 yılında Selçuklu Sultan I. Alaaddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır. Açık ve kapalı bölümleriyle yaklaşık 4990 m2′lik bir alana sahip olan yapı, Anadolu’daki Selçuklu kervansaraylarının en büyüğüdür. İleri taşan mermer taç kapısı, dıştan kulelerle desteklenmiş duvarlarıyla bir kaleyi andırmaktadır. Taç kapı ve mescidin geometrik bezemeleri, Selçuklu taş süsleme sanatının en güzel örneklerindendir.

Aksaray-Konya karayolu üzerinde bulunan Sultanhanı Selçuklu Sultanı”Alaaddin Keykubat” tarafından H.626-M1229 tarihinde inşa ettirilmiştir. İnşa ettirildiği tarihten kısa bir süre sonra yanmış. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında mütevelli Seraceddin Bin Ahmet Bin El Hasan tarafından onarılmıştır. İpek yolu üzerinde bulunan, kervanların güvenli bir şekilde konaklamasını sağlayan kervansaray Türkiye’deki örneklerin en büyüğüdür. Zaman zaman Moğol istilasına karşı Selçuklular tarafından kale amaçlı kullanılmıştır.

Han kışlık ve yazlık olmak üzere açık ve kapalı iki kısımdan oluşmaktadır. Hana doğu cephesinde muhteşem bir portalden girilir. İnce bir işçiliğe ve anıtsal bir görünüme sahip olan yapıda, kapalı kısma girişi sağlayan portal daha sadedir. İleri taşan mermer portal ve köşelerdeki kulelerle 50 metre genişliğindeki cephe abidevi bir görünüştedir.

Açık avlunun ortasında bulunan köşk mescid dört kemer üzerine oturtulmuştur. Avlu kapısındaki kitabesine göre binanın mimari Muhammed Bin Havlan El-Dimaskı’dır.

 

Tarihimiz de bu kadar önemli olan bir beldemiz de bugünler de hüzünlü bir olay yaşandı. Hatice SARIGÜL  isimli minik bir kardeşimiz hayata gözlerini yumdu. Kardeşimize ALLAH'tan rahmet diliyorum  geride kalan hüzünlü ailesinde başsağlığı dilerim.

Sebebi ise tedbir yetersizliği. Suçlu ortada yok. Sorumlusu kim? Elbette kimse istemezdi hicranlı ve hüzünlü bir olayın yaşanmasını. Ama insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Ve buna tepki amaçlı bir eylem yapıldı. Eylemde ki slogan her şeyi anlatmaya yetiyordu aslında. ''MİNİK  HATİCELER ÖLMESİN.''

Kelimeler geliyor boğazımda tıkanıp kalıyor. Bu önlemleri HATİCELERİ kaybetmeden almamız gerekirdi. Şimdi soruyorum size bumu hizmet? bu mu adalet?

Halk olarak şu yanılgıya düşmememiz gerekiyor. Bu insanlara oy vermiş olabilirsiniz ama oy verdik diye biz bu insanı başa biz getirdik diye karşımızda ki liderin hatalarını söylemekten kaçınmamalıyız. Liderimizin yanlışlarını görmemekten gelemeyiz. Her zaman doğruyu söylemek her zaman haksızlığın karşısında olmak gerekir.

Yaşanan bu olaylar şunu gösterdi ki her şey miting alanında söylendiği gibi yapılmıyor. Halk bir şeyler yaptırabilmek için illa eylem mi yapması gerekiyor? Ve bunun gibi nice cevap bekleyen sorular. . .

Vesselam.  MUZAFFER YAYAR - ESKİL

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Yayar Arşivi