Mehmet Akkanat

Mehmet Akkanat

Namaz

Namaz

 

Hz. Hadimi bir toplantı için İstanbul’a çağrılıyor o dönemin padişahlarından olan zat-ı muhterem sabah namazını kılmaktadır, namazı kılarken de şunu düşünmektedir : “bu kadar misafiri davet ettim ama acaba bi eksiğimiz kaldı mı bahçe hazır mı yiyecekler içecekler hazır mı eksiğimiz olup ta mahcup olmayalım vs.” düşünüyor. Hadimi hazretleri gelince diyorlar ki: “senin kıldığın namaz, namaz oldu mu ?” diye sorarlar. “niye” diye tekrar kendilerine sorulunca şöyle bir cevap verilir:” sen Allah’ın huzurundayken O’nu değil gelecek olanları ve yapılan davette bi eksiklik olup olmadığını düşünmedin mi” der. Ve namaz tekrar edilir.

Oyundan oynaştan ibaret olan şu fani dünyada nefsimizin esiri olmadan Allah(CC) hakkıyla kul Hz. Muhammet Mustafa’ya hakkıyla ümmet olmaya çalışalım ki gerçek hayat olan ebedi aleme geçince rahat edelim vesselam.

“Namaza girdiğinde dünyadan çıkman gerekir.”

قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ

Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir;Ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar.Mü’minûn (23), 1-2.

Ebû Hüreyre’nin (ö.58/678) Hz. Peygamber’den rivayet ettiğine göre «Allâh Teâlâ: Namaz (sûresi olan fatihayı) kendimle kulum ara­sında ikiye böldüm. Yarısı bana yarısı da kuluma aittir. Kulumun dilediği şey kendisine verilecektir»     buyurdu. Bu diyalog şudur:

Kul:باسم الله الرَّحْمَن الرَّحِيم / Bismillâhirrahmânirrahîm

 dediği zaman Allah Teâlâ:“Kulum beni zikretti” der.

Kul: الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ /Elhamdülillâhi rabbi’l’âlemîn

dediğinde Allah Teâlâ: “Kulum bana hamdetti” der.

Kul: الرَّحْمَن الرَّحِيم / Errahmânirrahîm

dediğinde Allah Teâlâ:“Kulum beni övdü (senâ)” der.

Kul:مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ / “Mâliki yevmi’d-dîn

dediğinde Allah Teâlâ: “Kulum benim şerefimi andı (temcîd)” veya “kulum işlerini bana havale etti (tefvîz)” der.

Kul: إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ  /   İyyâke na‘büdü ve iyyâke neste‘în

dediğinde Allah Teâlâ: “Bu kulumla benim aramdadır. Kulumun istediği kendisine verilecektir” der

[Yani kulluk senden yardım benden. O zaman ne istiyorsun?].

Kul: اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ، صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلا الضَّالِّينَ

İhdinâ’s-sırâta’l-müstakîm sırâtallezîne en‘amte aleyhim gayri’l-mağdûbi aleyhim vele’d-dâlllîn

dediğinde Allah Teâlâ: “Bunların hepsi kulumundur ve tamamı kendisine verilecektir” der.[1]

Namazda Allâh Te‘âlâ ile konuşma olduğu gibi Hz. Peygamberle de selamlaşma vardır. Tahiyyata oturduğumuzda:السَّلَامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ

selam sana ey Peygamberim!” dediğimizde bu selam kendisine ulaşmaktadır. Çünkü o, ölümünden sonra da gönderilen salâtü selamların kendisine arz olunacağını bildirmektedir.[2] Yine namazda, kılanın kendisine, anne-babasına ve bütün insanlığa duası vardır. Burada sadece bir hususa işaret etmemiz uygun olacaktır. Hz. Peygamber insanoğlunun ölümünden sonra dünyadaki söz ve eylemlerinin kayda geçtiği defterlerin hesap gününde açılmak üzere kapanacağını, üç sınıf insanınkine belli bir süreye kadar sevap yazılmaya devam edeceğini bildirmiştir.[3] Bunlardan birisi kendisine dua eden salih bir çocuk bırakan anne-babadır. Namazda tahiyyatta iken selam öncesinde: رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün, beni, anamı-babamı ve bütün müminleri bağışla!” şeklindeki ayetten[4] alınan duada anne-babaya mağfiret dilenmektedir. Bunun farkında olan bir Müslüman günde beş vakit ebeveynine dua etmekte, bu yolla onların amel defterlerinin açık kalmasını ve sevap yazılmasını sağlamaktadır.

Nedvî’nin ifadesiyle namaz, namaz kılanı bir yönden başka bir yöne, bir zevkten başka bir zevke, bir arzudan başka bir arzuya, başka bir düşünceden, bambaşka bir düşünceye ve basit şeylerden yüksek ve yüce şeylere yöneltir. O’na imanı sevdirir, kalbini süsler, küfrü, fısk ve isyanı kötü gösterir. Bütün bunlar kılınan namazın samimi bir şekilde edasına bağlıdır.

Namazımızı , orucumuzu, zekatımızı, haccımızı bütün kulluk vazifelerimizi hakkıyla yapmamızda Allah (CC) yar ve yardımcımız olsun.    Amin

 



[1] Müslim, “Salât”, 38, 40; Ebû Dâvûd, “Salât”, 132; İbn Mâce, “Edeb”, 52. 

[2] Ebû Dâvûd, “Salât”, 201, “Vitir”, 26; Nesâî, “Cumu‘a”, 5; İbn Mâce, “İkâmet”, 79, “Cenâiz”, 65; Dârimî, “Salât”, 206; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 8.

[3] Müslim, “Vasıyyet”, 14; Ebû Dâvûd, Vesâyâ”, 14; Nesâî, “Vesâyâ”, 8.

[4] İbrahim (14), 41.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Akkanat Arşivi