Hani meşhur bir söylenti vardır, Japonlar gençlerine tarih şuuru vermek için II. Dünya Harbi’nde yerle bir edilmiş olan Hiroşima ve Nagazaki şehirlerini gezdirirler. Derler ki, Türkler aynı gaye için ne yapabilir? Cevap olarak Çanakkale yetmez mi denilir. Bana sorarsanız yeter de, artar bile derim. Çanakkale Zaferi’nin bedeli milletimiz için de çok ağır oldu. Bu savaşın sebep olduğu ekonomik yıkımın yanında, en verimli çağınca 250 bin insanımızdan, yüz binden fazla öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli- yetişmiş aydınımızdan yoksun bırakmış, bu yetişmiş insan gücünün eksikliği Cumhuriyetin kurulduğu dönemde çok açık bir şekilde hissedilmiştir.Şanlı geçmişimize ibret gözüyle bakmak ve tarihimizden gereken dersi hakkıyla almak çok değerlidir. Geçmişimizi ayakta tutan manevi dinamikleri anlamaya çalışmak ve onları güçlü yapan unsurları göz önünde tutmak bugünkü başarımız için önemli bir etkendir. Geçmişimizdeki fedakâr büyüklerimizi en iyi şekilde anlamak ya tarih kitaplarını araştırmaktan, ya mücadele ettikleri yerleri gezmekten ya da sanat (tiyatro ve sinema) faaliyetleri ile bu havayı bir nebze olsun yaşamak ile mümkün olacaktır.Anadolu insanının bin yıllık kardeşliğinin Çanakkale ruhu etrafında güçlenerek devam etmesi gerekir. Çanakkale’de milletimizi başarıya götüren ruhu günümüze yeni bir anlayışla taşıyarak genç neslin dimağına kalıcı bir şekilde yerleştirmeliyiz. Bunun içinde Çanakkale’ye yapılacak geziler iyi bir fırsattırSon yıllarda gerek kamuoyunun gerekse genç kitlelerin, bilhassa da hemen her seviyeden öğrenci kesiminin Çanakkale'ye giderek artan yoğunlukta alaka ve duyarlılık gösterdiği bir gerçek. Aynı şekilde yazılı ve görsel basın-yayın organlarında konuya önceki yıllara nazaran daha fazla bir ilgi ve alaka gösterilmektedir.Çocukları, gençleri ve her kademeden öğrencileri merkezine veya içine alan, her şeyiyle onlara hitap eden ve içlerindeki milli, manevi ve tarihi his, şuur ve melekeleri canlandırıp açığa çıkaracak olan Çanakkale gezileri sayesinde ecdadımız ile bağ kurularak bu insanlara karşı vefa, saygı ve gençlerde tarih bilinci gelişmektedir. Gezilerde çocukların-gençlerin ve öğrencilerin ilgi, merak ve dikkatleri çekilerek, duygu dünyalarına hitap edilmelidir. Çanakkale ile alakalı anlatılanları, kendisi, kişiliği, hayatı ve ülkesinin bugünü ve yarını ile bütünleştirmeli ve özdeşleştirmeli; kısacası gençler bu gezilerde kendilerini bulmalı ve tanımalı.Çanakkale'de yaşananlar, orada sergilenen olağanüstü kahramanlıklar ve fedakârlıklar, genç kuşakların zihin ve hayal âleminde, hayali, soyut, sanal ya da tarihte kalmış masalımsı gerçekler olarak kalmamalı, onların his ve fikir dünyasını şekillendirip zenginleştiren; kimlik ve kişiliğini dokuyan; kahramanların haslet ve meziyetlerini şiar edindiren; hayatına, geleceğine, dünyadaki hedef ve misyonuna istikamet veren bir keyfiyette olmalıdır.Çanakkale Savaşında genç bir öğretmen annesine yazdığı mektup da "Anneciğim şayet bu siper içinde ebediyen kalır, geri dönmezsem sana çok yalvarırım benim için ağlama" diyor. O günkü asker ve annenin anlayışı ile bugünkü asker ve annenin vatan ve şehitlik konusundaki anlayışı aynıdır. Bu millet Çanakkale ruhundan beslenmeli ve gençliğini bu ruhtan beslemelidir. Çanakkale ruhu milli ruhumuzdur. O ruhun ölümü aziz ve necip milletimizin ölümü demektir. Bugün insanımız her zamankinden daha çok Çanakkale ruhuna ihtiyacı vardır.Çanakkale ruhunun ilçemizdeki gençlerde gelişmesi için lise son sınıf öğrencilerinden seksen dört kişinin masraflarını karşılayarak Çanakkale’ye üç günlük geziye gönderecek olan İlçe Kaymakamı Sayın Fatih Okumuş ile Belediye Başkanı Sayın Niyazi Alçay’a teşekkür ederiz. Bu gençlerimiz bu Çanakkale gezisini her hatırladıklarında bu insanları saygı ve hürmet ile yâd edeceklerdir. Bu yöneticilerimizin Çanakkale ruhunu çok önemsediklerini bu davranışlarından anlıyoruz. Canını verip, kanını akıtan ecdadımız için vefa borcunu ödemek isteyen bu milletin her ferdi Çanakkale’de o gün görevini kusursuz yapan şehitlerimiz gibi aynı ruhla hareket etmelidir. Aksi takdirde gerçek manada görevimizi yapmış sayılmayız. Kendimizi tekrar bir otokontrolden geçirelim!