28 Şubat sürecinin anlı şanlı paşaları vardı…
Sanki küçük dağları onlar yaratmıştı…
Normal vatandaştan farklı bir gezegende yaşıyorlardı!
İnsanlara bakış açısı sokak lambası gibi tepedendi…
Bir milli bayram günüydü…
Dönemin iktidar partisi (ANAP) il başkanı bayram programında protokolünde yerini almıştı ki garnizon komutanı “duracağın yeri bil” diye koskoca adamı kameralar önünde çocuk azarlar gibi azarlamıştı…
Ve köprünün altından çok sular aktı…
Askerin vatandaşla iletişimi, halkla ilişkileri açısında önemli ivmeler kazandı.
Bu süreçte geçen yıl yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişiminde de FETÖcü alçakların karşısına ilk çıkanlar Ömer Halisdemir gibi kahraman askerlerle birlikte Özel Kuvvetler başta olmak üzere polisimiz oldu.
Dünden bugüne bu ülkenin çimentosunda, terörle mücadelesinde, iç ve dış kuvvetlere karşı ilk canını ortaya koyanlar da onlardır…
O nedenle bu toplum için asker, polis olmak önemlidir.
Henüz 5 yaşındaki çocuğa sorun, “büyüyünce ne olacaksın?” diye ilk sözü “aşkey ya da polis” olur…
Bu toplumda simitçi, taksici, lokantacı, minibüsçü… her meslek grubundan çok duyarsın…
Askere ve Polis’e “bendensin” ifadesini…
Milletimiz için gözbebeğimizdir onlar… 
Ve Aksaray Üniversitemizin Sayın Rektörü başta asker ve polislerimiz olmak üzere 249 şehidimizi de anma programında Yarbay rütbesindeki Aksaray Askerlik Şubesi Başkanını koltuğundan kaldırarak yerine oturuyor…
Sayın Yarbayım sana yapılan o müdahale hiç yakışmadı.
Madem apoletleri çelenk ve yıldızlarla taçlanmış şanlı üniforma üzerinde, o halde sen ya o koltuğa hiç oturmasaydın ya da madem oturdun kalkmasaydın.
Ve Sayın Rektörüm… 
Senin için o şanlı üniforma çok şey ifade etmeyebilir… 
Ancak içindeki insan sevgisi birazcık ağır bassa da bir hareketinle toplum nazarında bu kadar irtifa kaybetmeseydin.
Son Aksaray Cumhuriyet Savcımıza, olay esnasında Yarbayımıza verdiği destekle asaletini somut bir şekilde gösterdi….