Günümüzün yönetim anlayışında hesap verilebilirlik, şeffaflık, açıklık, halkla ilişkiler gibi unsurlar ön plana çıkmakta.

Burada tüm Eskillilerin davet edildiği bir programda Sayın Alçay’ın

 “İşte yakam varsa bir suiistimal yapışın. Varsa yanlışım huzurunuzdayım hesabını sorun”

Sözleri yapılan bu toplantının özeti niteliğinde.

Şeffaf bir yönetim adına özgüvenin çelikleşmiş hali bu olsa gerek.

Bu tür çalışmaların artarak devam etmesi dileğiyle.

İşte size örnek

Efendim geçtiğimiz haftalarda “Çokum’da Oxford Vardı da…” Başlıklı bir yazı yazmıştım.

O yazıda da Eskil Belediye Başkan Adayı Sayın İbrahim Koyuncu’nun ilkokul mezunu olmasının kendisini eleştirilecek bir durum olmadığını kaydetmiştim.

Birçok hemşerim bu konuda beni eleştirirdi.

İşte Eskil’i üniversite mezunu birisi yönetmeli vs…

Ben de kendilerine yazımda da belirttiğim gibi Ben Üniversite mezunu yönetsin, yönetmesin, ya da İbrahim Bey haydi sen Eskil’i yönetmelisin gibi bir ifade kullanmadım. Aday olmaya karar verecek kendisi, tercihi kullanacak halk ama kişinin boş boş üniversite bitirmektense bir ilkokul mezunu olarak çok daha iyi kendisini yetiştirebileceğini söylemiştim ki!

İşte bu tezime küçük ama önemli bir destek olacak olay yaşadım.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Eskil Seyahatle Eskil’e doğru yolculuk yapıyorum.

Muavin İsmail Tura eline kişisel gelişim üzerine bir kitabı almış okuyor.

Kendisini tebrik ettim bu davranışından dolayı.

“Abi bizim Şerafettin Başkan sipariş etti. Eskil’de bulamamışta” dedi.

Hay Allah kendisinden razı olsun.

İşte anlatmak istediğime güzel bir örnek.

Şerafettin Başkan’ın okuma hevesi…

10 yıl süreyle bir ilçenin belediye başkanlığı yapmış birisi olarak hala bir şeyler öğrenme derdinde.

Ama diğer taraftan bu ülkede bir kitabı baştan sona okuyanların oranı nedir acep?

Ya da üniversitede herhangi bir bölüm bitirip ders kitapları dışında bir kitap okuyanların hangi orandadır.

Netice itibariyle bir kez daha ifade ediyorum ki!

Diploma hiçbir şey.

Kendini geliştirmek, mücadele aşkı her şey.