
Cerdoğlu
Servet'in Bakkalı
İşte bu yıllarda yazdım aşağıdaki şiiri.
Köyümüzde ne elektrik,ne radyo ne televizyon vardı. Sadece, Yılmaz dayımın pille çalışan pilakçaları vardı.
Bu şiiri ilkokul 2.sınıfta (son dörtlük hariç), gaz lambasının ışığında yazmıştım…
Burada adını yaadettiğim; şu an hayatta olmayan büyüklerime Allah’tan rahmet,hayatta olanlara da uzun ömürler dilerim…
Servet'in Bakkalı
Bir gün Servet’in dükkana girdim.
Kutunun içinde fareler gördüm.
Bu ne emmi diye sordum.
Meğer dükkanın bekçileriymiş.
Servet eline kiloyu aldı.
Hemen farelerin içine daldı.
Farenin birisi kutuda kaldı.
Meğer kutuda yavrusu varmış.
Elmalar çürümüş kasada.
Terazi pas tutmuş masada.
Narin yenge yine tasada.
Meğer dükkana müşteri gelmiş.
Yapısı kerpiç, örtüsü kamış,
Dışarıda zemheri, donduruyor kış
Servet Emmi, Samiyi kapıya koymuş
Meğer dükkandan elma çalmış.
Ne kadar bağırsa da Narin teyzemiz,
Her şey dilindedir, yüreği tertemiz
Ara sıra kızsak ta, seni çok severiz
Meğer bunlar, tatlı bir hatıraymış.
1972
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.