Sevdiğim Başkan Bana Dava Açınca

Sene 2008, lisedeyim, sınıf 11, aylardan kasım, günlerden pazartesi, Okul müdürümüz Mehmet Zıraplı...

Biraz grip olmuşum üzerinize afiyet müdür beyden izin kâğıdı almak için odasına gittim. İzin kâğıdı istediğimde aldığım cevap “Git hastaneye muayene ol, rapor getir öyle vereyim” oldu. Hocam bugün pazartesi, hastanede sıra vardır ben zaten halsizim orada sıra beklersem az daha fazla hasta olurum desem de hoca izin kâğıdını vermedi. Bende siz bilirsiniz dedim ve eve gittim. Elime kalem kâğıdı aldım ve “Önce Adam Olacaksın” diye başlık atarak yazı yazmaya başladım. O haftada o yazı Eskil Gazetesi’nde yayınlandı. Perşembe günüde öğlen okula vardığımda Mehmet Zıraplı tüm öğretmen kadrosu ve öğrencileri toplayarak bana yazımı okuttu. Benden yazıyı açıklamamı istedi. Daha sonra disiplin süreçleri geçirdik ama en sonunda kazanan ben oldum ve o yazıdan sonra Eskil’de tanınmaya başladım.

«««

Yıl 2012, Gaziantep’teyim, aylardan Ekim, günlerden Cuma.

Köşe yazarlığını yaptığım Gaziantep’in en büyük haber sitesi Gaziantephaberler.com için o hafta belki de cemaatin en güçlü olduğu il Gaziantep olduğu için Gülen Cemaati konusunu kaleme aldım. Onların içinde bir yıl yaşamanın verdiği tecrübe ile olayları, cemaatin iç yüzünü, saf bir dini grup olmadığı anlattım. Yazımı eklediğim blog sitelerinin birinden bu yazı iki gün sonra kaldırıldı. Neden olarak ise kutucuğa yazdıkları metin şuydu: “Yazınızla ilgili hukuki süreç başlatıldığı için yazınızı yayından kaldırıyoruz”. Etrafımdaki herkes korkarken ben bu mahkeme sürecinden dolayı tam seviniyordum ki cemaat davayı geri çekti. Ben o yazıdan sonra Gaziantep medyasında daha fazla okunur, daha fazla takip edilir oldum.

«««

Yıl 2013, Eskil’deyim, aylardan ocak, günlerden perşembe.

Eskil’deki ikiliği anlatmak adına iki hafta üst üste bursla ilgili yazı yazdım. Yazıda ben başkanın yanlışlarını gündemde tuttuğum için bursum kesildi çoğu kişide taraftarlıktan dolayı Eskil’de zarar görüyor dedim. Yazıyı da Salı günü haberfark’tan yayınladım. Üst üste yorumlar gelmeye başladı. Ben ise yazının Eskil Gazetesi’ndeki yayınından sonra daha fazla tepki çekeceği düşüncesiyle perşembeyi bekliyordum. Perşembe geldi, yazımın olduğu sayfaya bakmadan özel haber olarak sunduğum sentetik saha haberine baktım ve direk Hilmi abiye teşekkür etmeye gittim. Hilmi abinin yanından ayrılacağımda Hilmi abi bana, "Niyazi Alçay seni mahkemeye vermiş haberin olsun" dedi. "Eyvallah abi sorun değil" dedim çıktım.

«««

Sonra gazeteyi okumak için aldım birde baktım ki yazı yok. O an fevrim döndü. Demek ki Hilmi abi Niyazi Alçay’ın mahkeme tehdidinden sonra yazıyı çıkarmamış. Beni en çok yazımın gazetede çıkmaması üzdü. Açık konuşuyorum eğer birileri tehdit etti diye yazı yazamayacaksam ben bu işi bugün bırakırım. Kimsenin mahkeme yollu ya da sözlü tehditlerine bakıp da yazı ajandamı güncelleyecek birisi değilim, ki zaten bu tür süreçlerden hep karlı çıkan ben oldum.

«««

Şimdi hergün E-Devlet'e bakıyorum. Resmi olarak dava yazısını bekliyorum. Davanın açılması ile açılmaması arasında benim için hiç bir fark yok. Ben yazıları yazmaya, ajandama uymaya devam edeceğim. Ne dava sürecinden dolayı aşırı sertleşecem ne de korkup yazılarımın üslubunu değiştirecem. Ben yazdığım "Niyazi Alçay Çok Yaşa" yazısının noktasını, virgülünü geçtim satır boşluklarının bile arkasındayım.

««

Alman Filozof Friedrich Wilhelm Nietzsche’nin bir sözü var çok severim, yazıya onunla nokta koyuyorum.

“Beni Öldürmeyen Her Acı Güçlendirir”

 

Bu yazı toplam 1062 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum