Bu sebepten sevgisizlikten kaynaklanan şiddet ve terör eylemleri her gün manşet haber olmaktadır.

Zaman zaman televizyon kanallarında uzmanların sevgisizliğin nedenleri üzerine sohbet ettiklerine şahit oluruz. Çoğu kez bu sohbet programlarında sevgisizliğin temelinde ekonomik sorunlar, aile, arkadaş ortamı, şiddet içerikli programlar vs. gösterilmektedir. Bunun önüne geçmek için özellikle gençlerin sosyal aktivitelere yönlendirilmesi, şiddet olaylarına karşı güvenliğin arttırılması gibi çözümler sunulmaktadır. Elbette bu çözüm önerileri kısmen fayda sağlayacaktır. Ancak kesin olarak sevgisizliğin ve bunun neden olduğu şiddetin önüne geçemeyecektir.

Sadece sevgisizliğin neden olduğu terör, ekonomik kriz, görüşler arası anlaşmazsızlıklar tüm dünyayı kasıp kavurmaktadır. İnsanların birçoğunun birbirini beğenmemesi, güvenmemesi, en küçük bir şeyde zırhını çıkarması sevgisizliğin neden olduğu kötü ahlak özelliklerindendir.

Sevgisizlik dünyada o kadar alışılmış bir ahlak olmuştur ki, günümüzün şartlarında olması gereken bir tavır olarak algılanmıştır. Sosyal medyada, sokakta, televizyonda insanlar sevgisizliğin bir neticesi olarak sürekli birbirine saldırı ve kavga ruhu halindedir. Soğuk tavırlar, iğneleyici konuşmalar, bir konuşmanın ardından altta kalmamak güçlü olmanın göstergesi olarak tanınmaktadır. Oysa bu tür tavırlar zayıf bir psikolojiden kaynaklanmaktadır. Asıl güçlü olan insan, sevgiyi bilen insandır.

Sevgi Allah’ın verdiği en önemli nimetlerdendir. Sevgi emek ister. Bu yüzden yıkılması çok kolaydır. Tam tersine kin ve düşmanlık çok kolay gelişen bir ahlaktır. Sevgisizlik şeytanın bir oyunudur. Şeytanın bu oyununu fark edebilmek için güçlü bir Allah sevgisi ve korkusuna ihtiyaç vardır. Yine sevgiyi Allah’a olan sevgimizden dolayı istemek gerekir. Tüm yaratılmışlara Allah sevgisi ile bakmak gerekir.

İnsanların çoğunluğunun sevgisizliği yaşaması, kişiyi sevgiyi yaşamaktan geri bırakmamalıdır. Samimi sevgiyi yaşayan bir insana Allah her zaman yardım eder. Allah sevgisini yaşayan bir insanın Allah’ın izni ile etkileyiciliği artar, birçok insanın üzerinde etki bırakır. Sevgi insanı belalardan ve sıkıntılardan da uzak tutar. Elbette imtihandan dolayı kişi zorluklar yaşar. Ancak Allah sevgisi insanı güçlü kılar. Sevgiyi yaşayan insanın ruhu doyuma ulaşır. Bunun vesilesi ile tüm vücudu sağlık kazanır. Allah bir ayetinde Kendi’sine yönelen kullarına özel bir sevgi yaratacağını şöyle haber vermiştir:

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)

Yaşadığımız ahir zamanda insanların gerçek sevgiyi öğrenmelerine vesile olacak olan kişi Hz. Mehdi (as)’dir. Hz. Mehdi derin Allah sevgisi ve Kuran’a olan bağlılığı ile tüm dünyaya güzel ahlakı öğretecektir. Bu anlamda Müslümanlara düşen, gerçek sevgi için dua etmek ve samimi bir niyetle çabalamaktır. Güzel ahlakın ve sevginin tüm dünyada yaşanması için Hz. Mehdi’ye destek olmaktır. Peygamberimiz (sav)’in bir hadisinde Hz. Mehdi döneminde insanlar arasında yaşanacak olan sevgi, barış ve kardeşlik şöyle haber verilmiştir:

KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. HİÇBİR KİMSE ARASINDA BİR DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)