Ucağı batmasın benim takaz telefon bir solug susmaz.

Zır zır öter...

Memleketin dört köşesinden okurlarım arıyor.

"Dedem senin yazın haberfark.ta yok."

Guzum nasıl olur didim.

Hemen Hilmi'yi aradım.

Hani Hilmi'yi severim iyi çocugdur. Gendisiyle de iyi gonuşuruz....

"Elini öptüğüm dedem hakkını helal et, sitede bir sıkıntı oldu. O yüzden yazın gitti değilse senin yazını galdırır mıyız hiç" didi.

Tamam guzum canın sağ olsun dedim.

Deden senin için bir yazı daha yazar didim.

Guzum bugün 14 Şubat Sevgililer Günüymüş.

Hani esgiden sevgileler günü mü vardı.

Irahmetli avrat Iraz'ı severdim, o da beni severdi.

Amma guzum ben sevgililer gününü bilmezdim.

Irahmetlik, ben Gonya'ya buğday satmaya gittim mi evin ihtiyaçlarını virirdi.

"Bir helke köpük halvası, bir sandık ziytin, bir teneke gristal ziytinyağı, iki kilo helva, galıp sabunu, mintaks" dir ondan sonra da utana sıkıla "herif çocuklara ayaggabı bir de bana çintiyen gömleklik, 37 numara da lastik ayaggabı bir de yaz için naylun ayaggabı" diye.

Değilse guzum ben görmediydim sevgililer günü filan birşey...

Şeherden döndüm mü o da bana sandıktan buram buram naftalin kokan galçın çıkarır, Abuziddin'im ırahmetlik ebemden galdı ayağına ısıcacık giy dirdi. Yoksa guzum nirdeydi böyle bolluk.

Şimdi bakıyorumda gücücük sıpaların elinde 2.000 liralık cip telefonu...

aman guzum ahir zamanın göstergeleri bunlar...

Neyse Sırmalı Hoca selaya başladı.

Ben abdestimi alıyım da şu Muratlı Camiiye cumama gidiyim.

Haydi hayırlı cumalar...