Allah’ı zikretmenin güzelliği, insana verdiği haz ve yaşama sevinci önceki makalelerimde de değindiğim bir konu. Ancak Allah’ı zikrederken O’nun gücünün farkında ne kadar olabiliyoruz? Huşu dolu bir zikir için O’nun yarattığı nimetler üzerinde derin tefekkür etmek şart.

Örneğin SubhanAllah derken, Elhamdülillah derken heyecan duyabilmek için bu güzel tesbihlerin anlamı üzerinde derinleşmek gerekmektedir. Rabbimiz bütün eksiklerden münezzehtir, tüm övgüler O’nadır. Bizi kötülüklerden koruyan, bizi sürekli rızıklandırırken Kendisi buna ihtiyaç duymayan, evimizi, ailemizi, sevdiklerimizi koruyan, doğru yolları gösteren Allah ne Yücedir! Biz gece yatağımızda hiçbir şeyden habersiz yatarken evrendeki dengeleri sürekli işleyen Allah’tır. Gündüz işlerimize daldığımızda bedenimizdeki tüm sistemleri kusursuzca devam ettiren yine Allah’tır.İşte tüm bunlar ve sayamayacağımız kadar çok nimet tesbihlerimizi neşe içinde yapmamıza vesilelerdir.

İnsanın şükrünü arttıracak şeyler bir tek doğada değil, hemen yakınımızda evimizde, iş yerimizde, sokakta da vardır. Çoğu kimsenin artık evinde rahatlıkla bulundurabildiği yiyeceklerimizi bozulmaktan koruyan buzdolabı, bizi dünyadan haberdar eden televizyon, radyo, telefon ve diğer günlük hayatımızı kolaylaştıran teknolojik aletlerher biri bizlere Allah’tan bir lütuftur.

İnsanın hücreleri, tüm vücut sistemleri, gözleri, dili, tüm uzuvları aşkla Allah’ı tesbih etmekte, O’nun emrini kusursuzca yerine getirmektedir. Şu halde insan da huzur bulabilmek, ömrü boyunca mutlu ve neşeli yaşayabilmek için Allah’a şükrünü yapmalıdır.Bugün tüm dünyada yaşanan ahlaki çöküntünün ve buna bağlı olarak yaşanan psikolojik sorunların, intihar vakalarının tek sebebi Allah sevgisi ve Allah korkusundan uzak yaşamak, O’nu çok az anmaktır.

Yine insan Estağfirullah dediğinde ve tüm samimiyetiyle tevbe ettiğinde içinde bir ferahlık meydana gelir. Bu, Allah’ı zikretmenin gücündendir. İnsanın başına kötü bir olay geldiğinde sığındığı, yardım dilediği, bağışlanma beklediği tek güç Allah’tır. Bu yüzden insanın her zaman Allah’tan bağışlanma dilmesi, iyi gününde de O’nu unutmaması gerekir.

İnsanın sonsuza kadar yaşayacak olması da çok büyük bir nimet. Allah’ı çokça zikreden kimse ölümün bir son değil, sonsuz ve gerçek olan hayatın başlangıcı olduğunu daha iyi kavrar.Ve yaşadığımız hiçbir olay kaybolmuş değil. Tüm canlığıyla Rabbimizin katında muhafaza ediliyor. Ahirette Allah bu olayları tekrar bize göstermeye kadir olan.Rabbimiz bu dünyada şükredici olan kullarına cennetini vadediyor. Bu umutla yaşayan mümin için Allah’ın rızasını kazanmak kadar şükredici hiçbir nimet yok.İnsan bunu kavradığında cenneti bu dünyada başlıyor. Kuran’da tesbihin önemi ile ilgili bazı ayetler şu şekilde buyurulmuş:

Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (A’raf Suresi, 205)

Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 3)

…Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir. (Ankebut Suresi, 45)

Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır. (İsra Suresi, 44)

Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O’nun haberdar olması yeter. (Furkan Suresi, 58)

Ve O’nu sabah ve akşam tesbih edin. (Ahzab Suresi,  42)

Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et. (Vakıa Suresi, 96)