Su’dan ucuz mantığıyla çıktığımızda yolda suyu yıllarca hoyratça kullandık.

Daha çatal bıçak icat edilmemişken….

Ne çatal bıçağı?

Çok uzak değil MEDAŞ özelleştirilmeden, yani yurdum insanın önemli bir kısmı MEDAŞ’a borcunu pazara değil mezara bıraktığı yıllarda öyle kuyular vardı ki vakıf malından öteydi.

Zenginin malı züğürtün çenesini yorar hesabı MEDAŞ’a olan milletin borcunu, MEDAŞ’ın milletten alacağını konuşup tuşlara basan parmaklarımı, siz değerli okurlarımın da gözlerini yorma derdinde değilim.

Ancak nasıl olsa devlet para tahsil etmiyor deyip Mart’ta dualarla sezonu açan sulama kuyuları Akrep Nalan’ın karlar düşer şarkısına doğal bir klip ortamı oluşturacağı taa Aralık ayına kadar 7 gün 24 saat çalışıyordu. Kuyu bir dakika bile durursa haramdı, günahtı. 

Öyle ki bazı kuyu sahipleri aldım başımı gidiyorum diyerek gurbet gurbet gittiler ama hesaplarına yatan 3-5 kuruşun hatırına kuyularını kapattırmadılar.

Eeeh yerin altında deniz olsa dayanmaz herhalde bölgemizdeki tam 120 bin kuyuya.

Ve günün birisinde o deniz bitecekti.

Ve yavaş yavaş günün sonu görünmeye başlandı.

Şimdi her kuyuya arazi miktarına göre kota geleceği belirtiliyor.

Bunun da belli sorunları beraberinde getireceği her kuyuya yeniden verilecek ruhsat ile takılacak sayacın 5-20 bin lira arasında külfet getireceği.

Arazisi çok olanının daha fazla su kullanabileceği, az olanın ise mağdur olacağı.

Komşusunun kuyusundan üç-beş dönüm arazisini sulayanlarının durumunun ne olacağı?

Tarlasına bir sezonda iki ürün ekenlerin durumu?

 Gibi pek çok soruya uzmanlar cevap arıyor.

Bu sorulara cevap arayan uzmanlar bir uyarıda bulunmayı da ihmal etmiyorlar. “Suya kota, bölge tarımına ciddi köstek vurur.”

Öte yandan dün kar yağarken, tipide, selde ürününü sulayanlar anlaşılan o günleri çok arayacaklar.

Ne demişler?

Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın:)