Ticarette gaye kardır.

       Bu prensiple bu çalıştaylardada maksat Güzelyurt  ve Kapadokya belgesinde var olan yer altı ve üstü değerleri  yerli ve  yabancılara duyurup onların ilgisini çekmek ve  bununla daha çok yerli ve yabancı turisti bölgeye çekmekse maalesef havanda su dövülmekten öteye gidilememiştir.

        Bu iki çalış tayla ilgili olarak ne öncesi nede sonrasıyla ilgili olarak ne mahalli, ne genel, nede internet medyasında yeterli sayıda haber ve yine bu konuda makalelerle yapılan tanıtım neredeyse yok denecek kadar azdı.

       Bu çalış taylar bir zamanlar bir siyasi göreve aday,adayı olan kişinin şehrimizin birkaç yerine astırdığı pankartları tüm Aksaray’ın okuduğunu ve bununla istediği yere aday olup seçilebileceğini sanmasının aksine sıfır çekmesine benziyor!!!

        KAPADOKYA’NIN SINIRLARIINI BİLİYORLARMIKİ

                            ÇALIŞTAY YAPIYORLAR?

      Her iki Çalış tay’ın katılımcılarından istisnaların dışında kalanları başta ”Güzel Atlar/Cins Atlar” manasına gelen Kapadokya krallığından adını alan ve bu krallığın hâkimiyet bölgesi olan yerin bizimde içinde bulunduğumuz merkezi Kapadokya’yı ve genelinin coğrafi sınırlarını.

         Bu Krallığın hâkimiyeti altındaki günümüzde bu isimle anılan iç Kapadokya’daki yüz binlerce yer altı ve üstü eser ile tabiat anıtları konusunda yeterli, en azından çalışta ya yetecek kadar bilgiye sahiplermi?

       Buna sahip olmadıkları her iki çalışmanın sonucunun maksadına ulaşmamasıyla tescillendi. 

      Bu konuda bilgi sahibi olmayanlar ellerinde olmayanı başkalarının yüzüne nasıl süreceklerdi ki?

     Süremeyeceklerinden maalesef kendilerinin söyleyip kendilerinin dinlemesinden öteye gidilemeyen her iki Çalış tay öncesi ve sonrası medyada yeterli haber ve makalenin çıkmaması bu iki çalışmanın başarısızlığının en somut kanıtıdır.

    HEM BİLMEZLER HEMDE BİLMEDİKLERİNİDE KABUL ETMEZLER!

       Bu iki Çalış taydaki başarısızlığın sebebinin en önemli sebebi buraya katılanların istisnanın dışında kalanlarının bölgeyi yeterli şekilde bilememelerinin yanında birde bilmediklerini de kabul etmemeleridir.

       Bilmediklerini kabul etmemeleri nedeniylede bu konuda zahmet edip bilenlere de sormazlar.

      Bunun en somut kanıtı ise merkezi Kapdokyadaki genel yer üstü ve altı tarihi eserler, tabiat anıtları yönüyle devede kulak bile olmayacak yer altı ve üsttü eseri bölgesinde barındıran bir yerin bu krallığını Payitahtı anlamına gelen başkenti olduğunun iddia edilmesi ve katılımcılardan da bu konuda ciddi bir itirazın gelmemesidir.

 BİZDE HİÇ TARİHİ ESER YOKMUŞ GİBİ ÜÇ YIL BOYUNCA TÜM YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİ MECBURİ YÖN LEVHALARIYLA BAŞKA YERLERE YÖNLENDİREN VE TÜM ISRARLARA RAĞMEN BU LEVHALARI KALDIRMAKTAN ACİZ OLANLARYAPTIKLARINDA NE KADAR BAŞARILI OLACAKLAR?

       Bu iki çalışta ya katılan ve konuşanların istisnaların dışında kalanları merkezi Kapadokya’nın 5’de ikisinden fazlasını sınırları içinde barındıran ilimiz merkez ilçeleri ile bağlı ilçelerinde yerli ve yabancı turistlerin görmesine değer hiçbir yer yokmuş gibi şehrimizin önemli giriş ve çıkışlarından şehrimize gelen veya şehrimiz sınırlarından geçen yolları transit olarak kullananlar ile şehrimizden  araçlarıyla çıkanlara sadece mecburi yön olarak konan ”Göreme” levhalarını yıllarca görmeyenler!!!

      Tarafımızdan tespitinden sonra ise önce kendilerinin göremediğini gören bizlere teşekkür edip ardından hemen bu yanlışı düzeltmeleri gerekmezmiydi.

     Elbette ki gerekirdi.

     Koca makam araçlarıyla bunların önünden binlerce defa geçmelerine rağmen üç yıl boyunca şehrimizin tamamında görmeye değer hiçbir tarihi ve turistik yer yokmuş gibi ilimize gelen ve gidenlerin mecburi yön olarak gönderilmesini tüm ikazlara rağmen umursamadılar bile.

       Bulundukları makamlarda yüksek maaşları alanlar, milletin cebinden bindikleri lüks makam araçlarıyla önünden geçtiklerini umursamayanları acaba gereğini yaparlarmı umuduyla kendilerini defalarca köşe yazılarımla, bu konuda yazdığım haberlere ilgilerini çekmeye çalıştım.

       Olmadı kendileriyle Ak Partinin Genişletilmiş Aksaray İl divan toplantısının yapıldığı Belediye Tiyatro salonunda ve 2011 Turizm sezonu açılışının Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısının katılımıyla Ihlara Vadisi başında yapılan açılışı başta olmak üzere katıldığım tüm açılışlar ve çeşitli vesilelerle yapılan toplantılarda bu yanlışlığın düzeltilmesini rica ettim.

    Yine olmadı kendilerini ziyarette gittiğimde de ısrarla yanlışın düzeltilip hiç hak etmediğimiz bu yanlışlığın giderilmesini belirtmeme!

    Daha önce yazdığım birçok yazımda isimlerini ve makamlarını verdiklerimden bazılarını ise bizzat götürerek bu levhaları kendilerine göstertmeme, telefon ederek kendilerini bu konuda bilgilendirerek gereğini yapmalarını istememe.

     Bulabildiğim her fırsatta ve her vesileyle bu bizim tarihi ve turistik yerlerimizi yok sayan haksızlığı belirtmeme rağmen Karayolları yetkililerini çağırarak önce haşlayıp, azarlayıp, ardından bu yaptıklarından dolayı haklarında işlem yaptırdıktan sonra ise bu levhaları üç yılda değiştirtemeyenler.

             Bu somut gerçeklere rağmen bu levhaları bile kaldırtmaktan aciz olanların ağırlıkta olduğu katılımcılar tarafından düzenlenen çalış taylarda başarıyı yakalamaları mümkün olurmu, olsa oranı ne kadar olur?

      Zaten istisnalar dışındakilerin geneli bu konuda hem bilgi sahibi, hemde samimi olsalardı bu iki çalış tayda maksatlarına tam olarak ulaşırlardı.

       Bu iki Çalış tayda gündeme getirilen konularla ilgili öncesi ve sonrasında her yerde manşetler atılırdı?

      Çoğunun bulundukları mevki ve makama gelme maksadının bilincine hakkıyla varmaları.

      Bu bilinçlede kendileri bilmesellerde en azından yüzeysel olar akta olsa görev yaptıkları yerin tarihini, turizmini, kültürünü, yer altı ve üstü diğer zenginliklerini öğrenmeleri.

     Bu bilgiyle birlikte makamlarının gururuna kapılmadan görev yaptıkları yerle ilgili olarak daha fazlası konusunda ise işin uzmanlarından faydalanmalarıyla bulundukları yere hakkıyla hizmet yaparak kendilerine emanet edilen makamların maddi ve manevi sorumluluğunun gereğini bir hakkıyla yapmaları ve yaptırmaları, aksinden ise kaçınmaları.

      Bununla makamlarının maddi ve manevi haklarını bir tamam olarak yerine getirerek.

      Dün bulundukları makamda olmadıklarının.

     Mahkemenin kadıya mülk olmamasındaki gibi bulundukları makamlarında dün olmadıkları gibi yarında olmayacakları bilinciyle bulundukları makamların geçici olduğunun bilincine varmaları.

     Bu bilinçle yaptıkları ve yapamadıklarından istisna tutulmayacakları, görevleri sırasında yapıp, yapamadıklarından Hak ve halk tarafından sorguya çekilecekleri bilincine de ulaşmaları.

       Bununla yaptıkları her işde kılı kırka yararak kendilerine emanet edilen her dakikanın ve her kör kuruşun hesabının en iyi şekilde yaparak Halkın rızasını alarak Hakkın Rızasına kavuşmaları dileğiyle.