veya renk körü

 
kimi meyvelerini,
kimi altında gölgelenmeyi,
bazıları dallarına konmayı, şakımayı,
kimi yaprakların dökülmesini, hazanda kış hazırlığı için..
kimi odun olarak görür, kışı nasıl geçireceğini..
kimi kütük kereste görür, mobilya, direk vb..
kimi oksijen deposu, sağlıklı yaşam için..
kimi doğa dostu, karşılık beklemeksizin..
kimi ağaç bile olsa alacağını değil vereceğini,
kimi insan bile olsa vereceğini değil alacağını..
kimi gelecek nesiller için bugünü feda ederek,
kimi bugünleri için gelecek nesilleri feda ederek..
onsuz yaşam mümkün mü hiç,
yeşil nefes alıp oksijen üretmese
oksijenle yaşayan insan nefes alabilir mi..?
kimisi de,
"odunu koysan seçtiririm" deyip
seçtirdiği odunlarla yaptığı acılarla dolu
yolculuğunu hatırlamak bile istemiyor muyuz..?

yeşilin sonu,
sondan bi'önceki hâli,
yanmadan kesilip biçilmeden bi'önceki hâli..
kimine göre ağaç orman doğa yaşam,
kimine göre kütük kereste odun,
kimisine göre çalı çırpı gazel,
bazılarına ötecek şakıyacak dal,
kimilerine göre toprağın altına,
kök uçlarına dek apayrı bir anlamı,
"kökü derinlerde olmayanın başı göğe ermez"..
bir de yeşil barışçılar(greenpeace) var,
doğa ve yeşil için çırpınan, umarız hep öyle kalır..
hele bi'de yeşil saman-ot operasyonu yapan var ki,
"kış mevsiminde samanı yeşil ot diye yedirmek isteyen
kurnazın ineklere taktığı gözlük camı rengi/yeşili"..
tüm bunlara rağmen odunluğa tâlip olmanın
âkibetini söylemeye gerek var mı..?

başka yeşiller de var tabiiki,
. yeşil kuşak.. doğu bloku/varşova paktı'na karşı
batı/nato'nun oluşturduğu, ciddi oranda da
başarılı olduğu müslüman ülkeler kuşağı,
bi'dönem sovyetler'i sınırlayan idi..
müslümanları 'yeşil'lendirirken
karşısına koydukları komünistleri 'kızıl'landıranları
asla unutmayalım, çünkü komşularımız dahil
farklı versiyonları vargücüyle vizyonda..
. yeşil kitap.. kaddafi'nin hayali olan
arap hükümdarlığının manifestosu idi mesela..
. yeşilin modası geçti,
kan kırmızısına boyandı,
biraz değiştirip renklendirelim diye
"turuncu"yu vizyona koyanlara ne demeli..?
. her ülke her mevsim geçerli "turuncu"laştırmayı
islâm coğrafyasında bilmem ne baharıyla "yeşerten"ler,
nelere yeşilleniyor dersiniz..?

eski yeşil kuşak'tan
para ve güçle tanışanların
dolarların yeşilleriyle oynaşması,
başkalaşmanın yozlaşmanın göstergesi mi..?
yoksa doların üzerinde yazılı
"in god we trust/tanrıya inanıyoruz"
sözünde somutlaşan yeşile/dolara inanç! mı
diye sormadan edemiyorum, son zamanlarda asıl sorun..
evindeki aramada 4,5 milyon dolar çıkan
bir kamu bankası genel müdür'ü eşinin
"yeşiller geldi bey" dediği yeşil idi,
dolar'ın yeşili ya da dolmaz'ın..
"yine yeşillendi fındık dalları,
acep ne olacak yârin halları" türküsünü çığıran çok da
acı gerçeğini çalıp çığıranı göreniniz var mı..?
"o...puya bahşişi önden verenler" bile
yeşiller'le vermiş, bizzat kendi söyledi valla..

ve haftanın finali..
rüşvet ve yolsuzluk suçlamaları için
"günah işleme özgürlüğümüze müdahale" diyen
vekil, asıl'ın tüm haklarını hiçe sayarak
bireysel günah kavramının içine
toplumu doğrudan ilgilendiren suçları da
sokuşturmak ve harmanlamak suretiyle
"yüzmilyonlarla götürülen yeşil"lere
mutlak dokunulmazlık, hesap vermezlik,
yargısal muafiyet/bağışıklık istiyor,
açıkça ve inanılmaz bir pervâsızlıkla
mutlak bir sorumsuzluk istiyor, pişkince..
yeşillenmenin bu kadarına pes vallahi..
ister inanarak ister mecburiyetten söylesin,
ibretâmiz laflar bunlar, bir dönemi tarif edecek kadar..

ezcümle,
baktığı yere göre,
bakış açısına göre odundan yeşile,
herkesler kendi rengini ele veriyor..
renkkörü olanlar veya rengi olmayanlar mı,
onlara bi'diyeceğimiz kalmadı..

Bu yazı toplam 1887 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.