Çanakkale geçilmez
SAADET BİRSEN USLU
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
Mehmet Akif Ersoy
Boğazlar, dünya coğrafyasında bulunduğu stratejik konumu açısından, geçmişte olduğu gibi bugünde önemli bir geçiş yeridir. Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan Boğazlar, ekonomik açıdan tarih boyunca büyük bir öneme sahip olmuştur. Boğazlara sahip olmanın tüm dünya ticareti ile yakın ilişkide olmak anlamına geldiğini iyi bilen bazı ülkeler, tarih boyunca boğazlarda hâkimiyet kurmanın hesapları içerisinde olmuşlardır. Çanakkale Savaşı bu anlamda tarihsel bir öneme sahip olmakla birlikte Türk milletinin Anadolu’daki gücünü bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Birçok nedenlere dayandırılan bu savaşın Türkler tarafından kazanılması Türk ve Dünya tarihi açısından birçok gelişmelere sahne olmuştur. Türk askerleri Çanakkale Savaşı’nda olağanüstü bir mücadele örneği sergileyerek her ne pahasına olursa olsun düşmana geçit vermemiştir. Bu büyük zafer, Milli Mücadele ruhunun bütün yurtta artmasına sebep olmuş, öz yurdunu korumak için şahlanan yaralı bir ulusun, sayı ve maddi açılardan üstünlüğü tartışılmaz olan düşmanlarını yenerek, onları felce uğrattığı bir savaştır. Bu durumuyla dünya harp tarihlerine geçmiş ve Türk tarihine de altın harflerle yazılıp Türk’ün kahramanlık ve şeref abidesi olmuştur. Çanakkale savaşları ve kazanılan zaferler; Türk kurtuluş ve bağımsızlık savaşına maya çalmış; ulusal bilinci ve ulusal ruhu yeniden ateşlemiş ve Türklük, tarihteki şanlı ve seçkin yerini böylece almıştır.
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Kısa sürede Türk ordusu denizde ve karada büyük başarılar kazanmıştır.. Düşman şaşkına dönüp bozguna uğramıştır. Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Arıburnu, Kabatepe, Conkbayırı ve Anafartalar'dır. 18 Mart’ı izleyen Çanakkale’deki kara savaşlarında kazandığı zaferiyle Türk Ulusu’nun 5000 yıllık tarih sahnesinden silinip gidemeyeceğini kendisi de şahsen idrak etmiş ve bunu bütün dünyaya İstiklal Savaşı’yla da kanıtlamıştır.
Ayrıca karşılığında, en çok insan kaybına maruz kaldığımız bir zaferdir. Bu zafer için hemen hemen her evden bir iki şehit verilmiştir. Türk Milleti, binlerce aydınını, okumuşunu bu savaşta yitirmiştir. Anadolu'dan ve özellikle İstanbul'dan akın akın gönüllü öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli öğrenciler, Türk Ocakları'nda yetişmiş okur-yazarlar, aydınlar bu savaşa katılmışlar ve can vermişlerdir. Bu savaşa toplam 400.000 Türk katılmış ve bunun 250.000'i şehit olmuştur.
Büyük Üstad Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dizeleriyle tüm şehitlerimizi tekrar rahmetle anıyoruz.
Esen kalın.
Gürleyen top sesleri Mehmetçiğin sesidir.
Çanakkale ulusun bütünleştiği yerdir.
Denizde Nusrat'ımız, karada bataryalar,
Hamidiye atışta, birde Mesudiye var.
Düşmana yok verecek bir karış toprağımız,
Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız.
Çanakkale köpürür düşmana geçit vermez.
Bu toprağın üstüne başka bayrak dikilmez.
Öyle bir zafer ki bu asırlarca silinmez.
Haykırır tüm ulusum ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.