Nilgün Güney

Nilgün Güney

DİN IŞIĞINDA BİLİM

DİN IŞIĞINDA BİLİM

Bilim, Allah’a olan bağlılığın ve teslimiyetin artmasına vesile olur. 

Bilimsel alanda yapılan çalışmalar, insanların dine yönelmesinde çok etkilidir. Ancak bilim, kişisel çıkarların değil, dinin gerektirdiği gibi insanlara aktarıldığında fayda sağlanabilir. Din, bilimin gereği gibi anlaşılmasını sağlar. Dini inançların ışığında yürütülen çalışmalar çok kısa zamanda büyük buluşlar yapmayı sağlayacaktır. Evrenin oluşumundan, canlılığın oluşumuna kadar  her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelediğimizde, dini inançları desteklendiğini ve bu mucizevi olayların başka türlü bir açıklaması olamayacağını anlayabiliriz. Bu konu ile ilgili Albert Einstein’in çok isabetli bir yorumu olan "dinsiz bilim topaldır" en az bilim dünyasında yaptığı çalışmalar ve keşifleri kadar önem taşıyan bir yorumdur. Bu sözden de anlaşılacağı gibi din ile birlikte yürütülmeyen bilim insanını bir sonuca ulaştırmaz. Dinin bilime getirdiği açıklamaları kabul etmek ve böyle bir çalışma yürütmek istemeyen bir kişi, bilim yapmış sayılmaz. Çünkü bilim insanı çalışmalarını tarafsız olarak yürütmeli ve gerçek ne ise ona uyan bir karakterde olmalıdır. Bilimin doğrultusu belirlendiğinde ve amacına uygun çalışmalar yürütüldüğünde bilimde, beklenen sonuç çok kısa zamanda gerçekleşecektir.

Yüce Allah insanları yarattıkları konusunda düşünmeye ve üzerinde araştırmalar yapmaya davet etmektedir. Kuran’da Allah’ın insanları düşünmeye çağırdığı ayetlerden bazıları şunlardır:

“Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da.’’ (Kaf Suresi, 6-10)

“Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? Yere; nasıl yayılıp-döşendi?’’ (Gaşiye Suresi, 17-20)

Yüce Allah’ın tecellisi olan yeryüzü, gökyüzü, dağlar, denizler, buzullar vb. O’nun sınırsız gücünü ve sonsuz ilmini insanlara çok açık olarak göstermektedir. Allah, bilim de içinde bulunmak suretiyle her şeyi yaratan ve kudreti altında tutandır.

Bu gerçekleri bilmek ve üzerinde derin tefekkür etmek O’na olan bağlılığımızı, sevgimizi ve korkumuzu arttıracaktır. Kesin bilgiyle iman etmek sarsılmaz bir Allah inancına vesile olacaktır. Çünkü Allah’ı hakkıyla takdir edemeyen insanlar kesin bilgiyle iman etmeyen insanlardır. Bu kişilerin Allah’a olan sevgileri de, korkuları da çok zayıf olur. Rabbimiz bir ayetinde kesin bilgiyle imanın nasıl olacağını söyle açıklamıştır:

“Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.’’ (Ra'd Suresi, 2)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi