Düşüncelerimiz değil, saygı önemli

Benim genelde yazılarıma aldığım yorumların %80 olumlu ve tebrik edilirim. %20 de eleştirilirim, eleştirilmiyorsam bunda bir sakatlık ve yanlışlık var demektir. Bizim her okuyucunun düşündüğü ve taraf olduğu şekilde yazılar yazmamız çok zor. Bir gazetecinin bir fikir ve düşüncesi vardır, beğenirsiniz beğenmezsiniz, ama nabza göre şerbet veremiyoruz.

Hamdolsun benim yüce dağlar kadar inancım ve itikadım var. İnancımı kimseye tartıştırmam ve buna izin vermem. Siyasi bir yazımdan dolayı bana nasıl hacısın diyen ise ahmağın ta kendisidir. Madem inançlıyım öyleyse yürüdüğüm ve tuttuğum yol doğrudur.

Beni yeterinden fazla övenlerde var, eleştirende var, eğer bu övgülere layık olabiliyorsam ne mutlu bana. Adam beni kıskandığından hakkımda konuşuyorsa o benim sorunum değil onun sorunu. Ne bileyim kıskanacağım derken bir gün şişip çatlarsa hiç şaşmam.

Şunu demek istiyorum, her gazetecinin kendine göre bir fikri vardır. Sizlerin de bir fikri vardır, birbirimizin fikirlerine saygı göstermek durumundayız. Birbirimizi kişiliklerimiz ve insanlığımızla değerlendirirsek daha doğru olur. Ben herkesin fikrine saygı duyuyorum, beni eleştirenlerde benim fikrime saygılı olurlarsa zaten sorun kalmaz. Siz dönek ve asıl fırıldaklardan korun, onların ne zaman ne yapacaklarını bilemezsiniz.

Ben bu yazımı Nasrettin Hoca'nın bir fıkrası ile sizleri düşündüreyim.

“Bir gün Hoca, bir arkadaşıyla birlikte köye gider ve birinin evinde misafir olurlar. Akşam olunca ev sahibi, bunlara bir tabak yoğurt getirir. Arkadaşı, kaşığının ucu ile yoğurdun ortasından bir çizgi çizerek:

Ben kendi payıma düşen yere pekmez koyacağım, der.

Hoca buna razı olmaz ve arkadaşına; Bunu kabul etmem, pekmez benim tarafıma da akar, der. Fakat arkadaşına bir türlü söz dinletemez. Bunun üzerinde yerinden fırlar, heybesinden zeytinyağı şişesini alır ve yoğurdun başına geçerek; Öyle ise ben de payıma düşen kısma zeytinyağı koyarım, der.

Arkadaşı Şaşırır; Hiç zeytinyağı yoğurda konur mu? Yoğurt vıcık vıcık olur, der.

Hoca, aradığı fırsatı bulmuştur, "Öyleyse, der. Sen de pekmez koyma.”

Buradaki mesaj şu, insanların birbirleriyle ilişkilerinde tek taraflı olmamaları ve kendi çıkarlarını gözetip başkalarının çıkarlarını hiçe saymamaları gerektiği belirtilmiştir. Herkes tek taraflı düşünmemeli, Herkesin istediği Şeyi yapması durumunda sosyal ilişkilerde karışıklığın ortaya çıkabileceği vurgulanmış.

Bu yazı toplam 793 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.