Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Herkes haddini bilecek!

Son günlerde; Yüce dinimiz İslam’a saldıran sanattan yoksun sanatçıların, bilgi birikimden yoksun yorumcuların, dinden habersiz akademisyenlerin, ülkesini satmak için elinden geleni yapan emperyalistlere destek veren siyasetçilerin söylemlerinin varlığı değerlerimizden ne kadar uzak olduklarının açık göstergelerindendir. Hainlik edenlerden biri, İlk İnsan ilk Peygamber Hz. Adem'e ve Havva annemize saldırıp cahil diyerek seviyesizliğini, hadsizliğini tescillemiş, bir başkası iffetin abidesi Hz. Meryem’e çok çirkin iftira atarak İslam’a olan düşmanlıklarını göstermişlerdir. Ayrıca bir başka hadsiz, milletimizin büyük bir teveccühüyle, oy vermesi ile seçilen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Eerdoğan’a televizyon ekranından ağza alınmayacak, ağır hakaretler yapıyor. Aslında İslam düşmanlıklarını, İslam’ın hükümlerini yaşayan ve engelleri kaldıran Cumhurbaşkanımıza saldırarak yapıyorlar. Çünkü Ayasofya'yı cami olarak açan, taksime cami yapan, faizle çok yoğun mücadele eden, emperyalistlere ülkemizi teslim etmeyen, ülkemizin, insanımızın menfaatleri neyi gerektiriyorsa onları yapan milli ve yerli içimizden birinden hoşlanmıyorlar.

Bizler insanımıza değerlerimize saldıranların geçmişlerini de çok iyi biliyoruz. Onlar hoşlanmasa da Müslümanlar olarak değerlerimizi seviyor ve hoşlanıyoruz. Bahsettiğim zihniyetin geçmişten günümüze yaptıklarına bakmamız yeterli olduğunu düşünüyorum. Cennet mekan Merhum II. Abdülhamit Han, Menderes, Özal, Erbakan v. b. dindar yöneticilerimize ne yapmışlarsa bugünde aynı şeyleri yapmak istemektedirler. Dün yaptıklarınızı bugün Allah (c.c.) yardımı, milletimizin feraseti sayesinde sizlere yaptırmayacağız. Artık eski Türkiye yok. Eleştiri mümkündür ve olabilir. Ancak hakaret hiç kimseye yapılmamalıdır. Avrupa başta olmak üzere, dünyanın bir çok demokratik ülkesinde, devlet başkanlarına yapılan hakaretlere verilen hapis cezaları söz konusudur. Türkiye de de yapılan hakaretlere verilen cezalar artırılıp caydırıcı hale getirilmelidir. Hiç kimsenin yaptığı hakaret cezasız bırakılmamalıdır. Kim olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın her hakaretin, zulmün karşısında durmaya devam edeceğiz. Değerlerimize yapılan hakaretlerin her birine karşı tepkilerimizi gösterdik ve göstermeyi sürdüreceğiz. Bize benzemeyen siyasetçi, sanatçı, yazar, sporcu, yorumculardan başka değerlerimizle bütünleşen içimizden birileri de elhamdülillah var, bu vesile ile her birine selamlarımı gönderiyorum. İyi ki sizler varsınız. Kâinatta her şey zıddı ile kaimdir. Gece olmasa gündüzün, açlık olmasa tokluğun, kötüler olmasa da iyilerin kıymeti bilinmez. Merhum Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK bir beytinde öz olarak şöyle ifade etmiştir:

"Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın,

Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın." Güzel Ülke Türkiye’miz de, çok partili hayata geçildikten sonraki yıllarda yapılan anayasa değişikliği ile Parlamenter Sistem uygulanmaya başlamıştır. Parlamenter sistemin olumsuzluklarının olumlu taraflarından çok fazla olduğu açıkça uygulamalı olarak görülmüştür. Parlamenter Sistemin uygulandığı dönemlerde, askerler neredeyse her on yılda bir darbe yapmış, Ülkemiz maalesef yönetilemez hale getirilmiştir. Malumunuz, 1960 darbesi, 1971 Muhtırası, 1980 darbesi, 1997 Post Modern Darbesi, 2007 E Muhtıra ve 15 Temmuz 2016 Paralel Fetö Darbesi girişimi yapılmıştır.

Parlamenter sistemle genel olarak yönetimde istikrarı sağlamak zor, hatta bazen mümkün olmamaktadır. Parlamenter sistemde koalisyonlar kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyadaki örneklerine baktığımız zaman, Başkanlık Sisteminin, Parlamenter Sistemden daha güçlü yönlerinin olduğu açıktır. Koalisyonlar dönemini bitirip, güçlü ve istikrarlı bir yönetimi oluşturduğu bilinen gerçeklerdendir. 2017'de halk oylaması sonucu ülkemiz Başkanlık sistemine geçmiş, 2018'de yapılan seçimin 1. turunda da Cumhurbaşkanımız seçilmiştir. Ülkemize operasyon çeken iç ve dış hainler, Parlamenter sistemde istedikleri hükumetleri yıkıp istediklerini kurdururlarken, başkanlık sisteminden sonra istediklerini yapamamışlardır. Başkanlık sistemine karşı oluşlarının ana sebebi budur.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda % 50+1 çoğunluk oyu ile seçilebilmeyi zorunlu kılmaktadır. Birinci turda seçilecek oyu hiçbir aday alamamışsa o zaman, en çok oyu alan ilk iki aday ikinci tur da yarışırlar ve sonucunda en çok oyu alan Cumhurbaşkanı olur. Bu uygulamanın neresi anti demokratik ve neresi tek adamlığa götüren bir yoldur? Cumhurun, Milletin İradesinin en net sandığa yansıyan şeklidir. Başkanlık Sistemi ile yönetilen bütün ülkelerdeki genel uygulama bahsettiğim şekildedir.

Cumhurbaşkanlığı Sisteminde, hem Cumhurbaşkanı, hem de Milletvekilleri seçimle işbaşına gelmektedirler. Seçimle iş başına gelen Cumhurbaşkanı Yürütmeyi, yani Bakanların atamasını yapar, seçilen Milletvekilleri Yasama faaliyetinde bulunur. Yargı bağımsızdır. Yürütme ve yargı yasamanın çıkardığı, çıkaracağı kanunlara göre kararlarını verir. Bu sistemde; Kuvvetler ayrılığı prensibi çok net ve güçlü olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece denge-fren sistemi mekanizması devreye girmiş olduğundan etkin ve hızlı karar alınarak her alanda başarılarımıza başarılar katılmaktadır. İç ve dış düşmanlarımızın çok yoğun saldırdığı bir dönemde bu sisteme geçilmesi çok isabetli olmuştur. Bu Sisteme itiraz edenler, geçmişte, bir savcının cebir ve şiddete bulaşmayan partileri nasıl keyfi olarak kapatıp Yargıyı nasıl siyasallaştırdıklarına bakıp onları hatırlayıp cevabını versinler? Hukuki bir yanıt veremeyecekleri bilinen gerçeklerdendir. Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçmemiz sonucu; güçlü ve istikrarlı sürdürülebilir yönetim anlayışı oluşmuştur.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi; faydalı mı, zararlı mı diyerek kendinizi yormayın. Karşı olanlara bakın, Ülkemiz için ne kadar da gerekli olduğunu anlarsınız. Fitne zamanı hakkı tutanı nasıl anlarız? Sorusuna, İmamı Şafi; Düşman okunu takip edin, O sizi Hak ehline götürür diyerek yanıt vermiştir. Yapılan mücadele, Türkiye’nin ayağına takılan zincirlerden kurtulmasını sağlamıştır. Yakın gelecekte yer altı zenginliklerimizi çıkarıp kullanmaya başlayınca anlattıklarımın önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Ülkemize zarar vermeye çalışan hainlerin hiç birine fırsat vermeden, birlik-beraberlik içerisinde, güzel ülke Türkiye’miz için arzu ettiğimiz maddi-manevi başarılara en kısa sürede kavuşmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.

Bu yazı toplam 898 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.