Şimdi, son günlerde yaşanan seçim telaşından kaynaklanan olumsuz havadan çıkıp, olaylara Rahmani bir gözle bakacak olursak, herşeyin bir hayırla, kader dahilinde yaratıldığı gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerekir.

AK Parti’nin iktidar olduğu zamandan bu yana yaptığı faaliyetler, yaşanan olumlu yada olumsuz olaylar Allah’ın belirlediği kader çerçevesinde tüm detayları ile işlemektedir. Bu seçimlerde de önemli olan, tüm yaşanan olaylarda olduğu gibi ülkenin menfaati ve Allah rızası için bir karar vermektir. Önemli olan parti ismi yada başkanı değil, ülkemiz için hayırlı olanın olmasıdır. Bu yüzden ülkemin insanının yapması gereken tarafsız olup, akılcı bir yaklaşımla, futbol takımı tutar gibi değil çok önemli günlerin eşiğinde olduğumuzu bilerek seçim yapmasıdır.

Neyin hayırlı, neyin şer olduğunu Rabbimiz bilir. Olumsuz gibi görünen olayların ardında da muhakkak bir hayır vardır. Bu yüzden fanatiklik yapmadan sebebe sarılıp, samimiyetle seçime gitmek gerekir. Ülkenin geleceği için endişe etmeye de gerek yoktur. Türkiye, İslam coğrafyası, Avrupa ülkeleri ve Amerika Allah’ın kontrolündedir.

Şimdi sebeplere sarılarak olaylara bakacak olursak, Hükümetin iktidar olduğu günden bu yana izlediği tutum ve yaptığı faaliyetler ortadadır. Son zamanlarda çıkan yolsuzluk iddiaları elbette herkesi rahatsız etti. Ancak Başbakanın yolsuzluğun üzerine gitmesi ve AK Parti kadrosunu kısmen yenilemesi biraz olsun içimizi rahatlatmaktadır. AK Parti’nin samimi bir parti olup olmadığını sorgulayacak olursak, Sayın Tayyip Bey’in dindarlığı, ülkedeki dindarları koruması, modern, bilim yanlısı, sanata ve estetiğe önem vermesi, bağnazlıktan uzak durması, ekonomik olarak ferahlama, ülke bütünlüğü için geceli-gündüzlü çalışması; bazı örgütlerin önüne geçmesi, PKK’ya geçit vermemesi muhakkak ki görüş sahibi olmak için yeterlidir. Elbette Tayyip Bey’in şahsını sevmeyen insanlar da var. Ancak bu kişilerin de sağduyulu olup, eğer hükümet giderse yerine gelecek hükümetin daha iyi bir sistem sunup sunamayacağını düşünmesi gerekmektedir.

Muhalefete de tarafsız bir gözle bakmak gerekir. Örneğin CHP bu ülkenin olmazsa olmaz partilerinden biridir. Çağdaş, demokrat, Atatürkçü, bilim yanlısı... CHP’nin son dönemlerde daha çok dindarlaşması insanlar üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Aynı şekilde MHP’nin özellikle milli menfaatleri son derece gözetliyici bir politika izlemesi herkesin kabul görüşüdür. MHP gençliği çok bilinçli, araştırmacı ve ülke bütünlüğünü koruyucudur. Bu yüzden MHP çok önemli bir partdir. Yine BBP’nin dindarlığı ve dindar bir gençliği hedeflemesi ülkemin manevi gücü için çok önemlidir. Keza Saadet Partisi’nin İslam Birliği için mücadelesi, ülkeye verdiği değer herkes tarafından bilinmektedir.

Elbette seçim münasebetiyle hükümet ve muhalefet arasında bir çekişme yaşanmaktadır. Bu, çok normal. Bir ülkede farklı seslerin olması renktir, demokrasinin güzel işlediğinin göstergesidir. Ancak eleştiriler kalp kırmadan, kimseyi kışkırtmadan yapılmalıdır. Sonuçta bu ülke hepimizin ve hiçbir vatandaşım Türkiye’nin kötü bir durumda olmasını istemez.

Ancak şöyle de bir konu var; eğer AK Parti’nin gitmesi gerekiyorsa bu, demokratik yolla yani seçimle olmalıdır. Düşüncesizce yapılan konuşmalar, hakaretler, ülkenin malını taşlayarak güç gösterisi yapmalar modern Türkiye’ye yakışmamaktadır. Sonuçta Sayın Tayyip Bey’in bu ülkeye çok emeği geçmiştir. Bunca yıl hizmet etmesi kendiliğinden olmamış, halkın iradesiyle ve Rabbimin takdiri ile meydana gelmiştir.Bu yüzden bu seçimde de itidalli olup, telaşlanmadan karar vermek, sonucunu Allah’a bırakmak gerekmektedir. Sonuçta AK Parti tekrar İktidar olsa da olmasa da hayırla sonuçlanacaktır. Ülkem Allah’ın izni ile güzel günlere gidiyor. Özellikle İslam coğrafyası bize umudunu bağlamış durumda. Küçük düşünmek yerine büyük düşünüp, tüm dünyaya fayda hedeflenmelidir.