Kur’an-ı Kerim; küfür, şirk ve tağut gibi, Allah’ın varlığını ve hâkimiyetini inkâra ve talimatlarını terke yönelik her türlü düşünce ve hareketleri gündemden kaldırıp, onun yerine insanları yalnız Yüce Allah’a kul yapmak ve yalnız O’nun emirlerine uymak gayesiyle, okunması, anlaşılması ve gereğinin yapılması için indirilmiştir. (Feyzü’l Furkan Açıklamalı K, Kerim Meali)

Kur’an-ı Kerim, insan’ın hayat kılavuzu, el kitabı olması gerekirken evlerde süs olarak bulundurup hapsediliyor veya okunuyor ama anlamı üzerinde durulmuyor. İşte Kur’an-ı Kerimi gereği gibi anlayarak okumayınca, bu temel kavramlar anlaşılmıyor, dolayısıyla da yaşanılan sıkıntı, bunalımlar ve fırtınaların nelerden kaynaklandığı anlaşılamıyor. O’halde bu bilinçsiz İman ve İslam-ı anlamamaktan nasıl kurtulmalıyız? Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler, yeniden iman edin.” (Nisa,136)  Ayette bildirildiği üzere, önce imanın altı ilkesinin birinci olan: Allah’tan başka ilah olmadığına, inanmak, diğer beş esas olan evrensel kadere, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve ahret-e iman, bu esaslar üzerinde düşünüp eksiklikleri giderip imanî bilgileri yenilemeliyiz. Daha sonrada diğer İslam’ın beş şartı üzerinde durarak bunların hakikatine inmeliyiz ve İman, İslam ilkeleriyle tevhid arasında bağ kurmalıyız.

Tüm insan âlemi olarak hayatımızın her sahasında bahsi geçen sahte ilahlarla beraber yaşamak üzereyiz, bunun dışına kesinlikle çıkamayız, onun için sahte ilahın en tehlikelisi kendi içimizde, diğer ikisi de sosyal hayatta, işte bunların arka yüzünü tanıyıp hayatın tümünde onları reddedip uzak kalmalıyız, Hak ilah olan Allah’a bilinçli olarak kul olmalıyız. “Akıllı insan, kendini hesaba çekip ahret için azık hazırlayandır.” Hadisi uyarınca, kendimizi hesaba çekip yeniden imanımızı gözden geçirmeliyiz. Bunun içinde, inancın temeli olan, “Lâ ‘ilâhe’ illallah-ı” bilinçli olarak anlama çalışmasına başlayalım, böylece aile ve toplum olarak huzursuzluk ve sıkıntılardan beri olalım.