Nilgün Güney

Nilgün Güney

IRKÇILIĞIN ÖNÜ NASIL KESİLİR?

IRKÇILIĞIN ÖNÜ NASIL KESİLİR?

 

Bu, Allah’ın üstünde yaratma gücünün bir göstergesidir. Rabbimiz bu şekilde dünyayı süslemiş, aynı zamanda imtihan konusu kılmıştır. Allah dileseydi tek bir insan tipi yaratabilirdi. Ancak Rabbimiz insanların birbirleri ile kaynaşması ve dostluk bağları kurması için böyle yaratmıştır.

Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, alimler için gerçekten ayetler vardır. (Rum Suresi, 22)

İnsanın bu özelliklerinden dolayı yapılan ırkçılık ise bir kanser gibi felaketlere neden olmaktadır. Tarih kitapları bunun kötü örnekleri ile doludur. Örneğin Hitler, Stalin gibi liderler, ırkçılığı en üst seviyede yaşamış ve bulundukları topluma belalar yağdırmışlardır.

Oysa Rabbimiz katında insanlar sadece cennetlikler ve cehennemlikler diye ayrılacaklardır. Irktan kaynaklanan bir ayrım olmayacaktır. Bu yüzden Müslümanlar dünyada da bunun benzeri bir ortam oluşturmaya çalışmalı, mezhep, kültür, ülke, ırk ayrımı yapmadan kucaklaşmalıdır.

Günümüzde hala ırkçı propagandalar devam etmektedir. Neo-Naziler buna en belirgin örnektir. Ancak alınan hiçbir tedbir, bu insanların yollarından dönmelerine vesile olamamaktadır. Çünkü gidilen yol yanlıştır. Bu insanlar, genç yaşlarından itibaren ırkçılığın öğretileri ile yetiştirilmiş ve kavgacı mantık öğretilmiştir. Bu kişilerde Allah sevgisi ve korkusu olmadığı için, tüm insanları hayvan gibi görmekte ve ona göre muamele etmektedirler. İnsanları hayvanlara benzetme düşüncesi ise Darwin’in evrim teorisinden kaynak almaktadır. Bu belanın önünü kesmek için ise tek çözüm, onların öğrendiği ırkçı ideolojiye karşı, yaratılış gerçeğini anlatmaktır. Yani fikren ele geçirilmiş bu insanları, yine fikren düzeltmektir. Bu, Rabbimiz’in Müslümanlara bir emridir aynı zamanda.

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun… (Ali İmran Suresi, 104)

Irkçı düşünce o kadar saçmadır ki, zaten ölümle birlikte hiçbir anlam taşımayacaktır. Öldüğümüzde hepimiz aynı toprağa gömülecek, aynı hesaba çekileceğiz. Kıyamet günü de insanlar oradan oraya kaçışırlarken, kimse kimsenin ırkını merak etmeyecektir. Allah katındaki değerimiz takvamız ile olacaktır. Tarihte ve bugün ırkçılığın saldırganlığını yaşayan, milyonlarca insanın ölümüne neden olan insanlar, kıyamet günü ne kadar aciz ve Allah’a muhtaç olduklarını anlayacaklardır. Gözlerindeki perdeler kalkacak, büyük pişmanlık yaşayacaklardır.

Böylece Sur’a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu) soruşturmazlar da. (Müminun Suresi, 101)

Günümüzde ırkçılığın ne anlama geldiğini ve zararlarını bilmeyen fazla insan yoktur. Ancak buna rağmen halen bunun propagandasının yaygın bir şekilde yapılması, ırkçılığın bazı güç odakları tarafından savunulduğunu göstermektedir. İnsanların büyük bir bölümü de karşıt yönde çalışma yapmadığı için önü kesilememektedir. Kişi bire bir uygulamasa da, ses çıkarmadığından bir nevi yayılmasına neden olmaktadır.

Irkçılığın savunucuları, dünyadaki tüm insanların başıboş, ahlak kurallarını tanımayan, sürekli çatışan bir halde olmalarını istemektedirler. Merhamet, sevgi, dostluk, bağlılık, barış gibi kavramların yerine kin, düşmanlık, terör ve savaşı yaygın hale getirmeye çalışmaktadırlar. Bunun karşısında eğer İslam ahlakı tüm yeryüzüne hakim kılınırsa, ırkçılık kendine alan bulamayacak ve İslam’ın nuru ile yok olup gidecektir. Bu anlamda Müslümanlara büyük görevler düşmektedir. Bunun için ilk olarak Müslümanların düşmanlığı bırakıp kardeşçe, birlik içinde İslam ahlakını yaygınlaştırmak için çabalamaları gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi