Şükrü Başarıkan

Şükrü Başarıkan

Kadın-Erkek Eşitliği 1

Kadın-Erkek Eşitliği 1

   Toplumumuzda kadın ve erkek ayırımı olduğunu biliyoruz ve bu hususta bencil insanlarda gücüne güvenerek bunu yanlış yerde kullanmaktadır, yalnız dinimiz bu konuda kadın erkeğin ayrı ayrı görevler vererek bir bütün oluşunu sağlamaktadır. Bilinçli eşler, bir elmanın tümü, yerle göğün bir bütünü, ağacın kökleriyle üst gövdesi gibi eşitliği yaşayarak göstermektedirler. Ancak görev taksiminde farklılıklar vardır buda Yüce Allah’ın kadın ve erkek hususunda kaderi mutlak olan bir husustur. Bu hususu ayet ve hadislerle anlatacağız.

İslâm Dini, kadın-erkek bütün insanların yaratılışta eşit olduğunu ilan ederek kadını, insanlık şeref ve haysiyetine, gerçek benliğine ve kişiliğine kavuşturmuştur. Allah zü’l – Celal, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi, sırf birbirinizle tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır.” [1]

Yine Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bildiriliyor: “Ey insanlar! Sizi bir tek candan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücûda getiren ve ikisinden birçok erkek ve kadın üreten Rabbinizden korkun!” [2]

Allah Teâlâ, kadın ile erkek arasında hiç bir ayırım yapmamakta, her ikisine de aynı hak ve sorumlulukları yüklemektedir. Bununla ilgili olarak ayet-i kerimede: "Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, itaate devam eden erkekler ve itaate devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır." [3] buyurulur.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de: "Şüphe yok ki, kadınlar erkeklerin dengi, benzeri ve tam bir eşidir."[4] buyurur.  Diğer bir hadîs-i şerîfte: "Kadın-erkek bütün insanlar, tarak dişleri gibi birbirlerine eşittirler." [5] buyurulur.

Hz. Ömer (r.a.), halifeliği esnasında kadınlarla istişarede bulunuyor, onların görüşlerini alıyordu. Kızı Hz. Hafsa (r.anha)’ya, kadınların kocalarından ne kadar süre, ayrı kalmaya sabredeceklerini sormuş, kızının ona verdiği cevaba uygun olarak, askerlikle alakalı izin süresini dört ay olarak belirlemiştir.

Yine Hz. Ömer (r.a.), bir gün Medine-i Münevvere’de Resulüllah (s.a.v.) Efendimizin minberine çıkıp cemaate hutbe îrad etmiş, hutbesinde Müslümanlara, evlenirken mehiri azaltmalarını söylemişti. Kadın cemaatten uzun boylu bir hanım çıkıp: "Ey Ömer! Bunu söylemeye hakkın yoktur!" demiş ve Kuran-ı Kerim’de: “…yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, ondan bir şey geri almayın…”[6] ayetini delil göstermişti. İşte Halife Ömer (r.a.)’in "Kadın, doğru söyledi Ömer hata etti!.." diyerek doğruluktaki adaletini göstermiş böylece sözünü geri almıştı.[7] 

[1]     Hucurat Suresi, 49/ 13.
[2]     Nisâ Suresi, 4/ 1.
[3]     Ahzab Suresi, 33/35.
[4]     İbn-i Hamza, el-Beyân ve’t-Ta’rîf, s. 261.
[5]     Ö.N. Bilmen, c. II, s. 73-74. 
[6]      Nisa Sûresi, 4/ 20
[7]
    İbn-i Kesîr, en-Nisâ Suresi, (4) 20-21. geniş açıklama için ayetlerin tefsirine bakınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şükrü Başarıkan Arşivi