Peygamber Efendimiz (s.a.v.), âilenin huzurlu ve mutlu olması hususunda şöyle buyurdu: “Allah korkusundan sonra mü’minin faydalandığı en hayırlı şey îmanlı bir eştir. Emrettiğinde itâat eder, yüzüne baktığında gönlüne ferahlık verir, yemin etse yeminini boşa çıkarmaz, yanında bulunduğu zaman canı ve malı konusunda sâdık davranır.”
Enes (r.a.)’in bildirdiği üzere: Peygamberimizin bir müjdesi de şöyledir: “Kadın, beş vakit namazını kılar, ramazan orucunu tutar, ırz ve namusunu korur, kocasına (dine aykırı olmayan taleplerine) itâat ederse Cennete girer.”
Kur’an-ı Kerim’e göre kadının en başta gelen görevi, “İffet ve namusunu korumasıdır. Kadın, gözünü haramdan sakınarak, ırzını koruyarak, görülmesine müsaade edilen yerlerin dışında, örtülmesi gerekli yerlerini örterek” bu vazifesini yerine getirir. Evdeki işlerle ve çocukların yetiştirilip büyütülmesiyle daha çok ilgilenme durumunda olan “kadın, dışarı çıkarken câhiliyye çıkışı ile çıkmamalıdır.” Câhiliyye çıkışı, yabancı erkekler için süslenme, ince veya dar elbiseler giyme, açılıp saçılarak sokağa çıkmayı içermektedir. Kadınlar, kocasının yanında dişi, diğer insanların yanında ise kişi olarak yer almalıdır. Kocasına karşı sevgiyi, saygıyı ve süslenmeyi ibâdet bilmeli, onun meşru olan ihtiyaçlarını gidermelidir. Mü’mine kadın, iyiliği emir ve kötülüğü yasaklama görevini, sadece fıtrî öğretmenleri olduğu çocuklarına karşı değil; eşinde gördüğü yanlışları, eksiklikleri güzel bir üslupla düzeltmek ve tamamlamak sevgilerini arttırmak için kocasına yardımcı olmalıdır.
K. SitteTerc ve Şerhi.C. 9, Sh, 280. H, No: 2. Tirmizi, Radâ 10; İbn Mâce, Nikâh 4
[2] İbni Mâce, hadis no: 1857
Nûr Sûresi, (24/ 31; Nisâ Sûresi, 4/ 34; Ahzâb Sûresi, 33/ 59.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.