Korkutan uyarı, "Kuraklık devam ederse gıda krizi yaşanır"
Konya'daki Ziraat Odaları, 2020 yılı değerlendirmesi, 2021 yılı beklentileri ile ilgili Meram Ziraat Odası'nda basın toplantısı düzenledi. Ziraat Odaları adına konuşmayı Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız yaptı. Yağız, “Koronanın aşısı bulunur ama tedbir alınmazsa gıdanın aşısı bulunmaz. İnsanın gıdası tarım, tarımın gıdası sudur. Malumunuz 2020 üretim yılı pandemi gölgesinde geçti ve çiftçimiz açısından zor bir sınav oldu. Bu süreçte diğer sektörlere sağlanan desteklerden mahrum olmasına rağmen pandemiyle mücadelede ülke insanına yeterli gıdayı sağlayarak çiftçimiz bu sınavı başarıyla geçti. Pandemi kurallarının getirdiği bütün zorluklara rağmen çiftçimiz üretimi hiç aksatmadan sahada kaldı. Başta Genel Merkezimiz olmak üzere bizlerde Ziraat Odaları olarak çiftçimizin üretimde sahada olması için elimizden gelen gayreti gösterdik. Bu süre zarfında birçok kamu kurumu dönüşümlü mesai kısa mesai gibi haklarını kullanırken Çiftçimizin sorunlarının takipçisi olmak pandemi şartlarında üretimin aksamaması için gerekli tedbirlerin zamanında alınabilmesi adına tam mesai ile çiftçimizin yanında olduk” diye konuştu.
İTHALATA BAĞIMLILIĞIN ZARARLARI BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ
Küresel olarak yaşanan pandeminin ülkede birçok sektörü olumsuz etkilediğini ifade eden Yağız, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kapanan işyerleri nedeni ile işsizlik arttı. Bu süre zarfında tarımsal istihdam hiç aksamadan devam etti ve istihdamın lokomotifi oldu. Şehirlerarası ve günlük işçi ulaşımı getirilen nakliye kuralları neticesinde işçilik maliyetleri iki, üç katına çıkmasına rağmen çiftçimiz hiç aksatmadan üretime devam etti. Öne çıkan ürünlerimiz olan hububat, mısır, bakliyat, sebze, meyve, patates ve havuç gibi ürünlerde arz konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. 2020 yılında çiftçimiz üretime devam ederken kuşkusuz ciddi sorunlarla da mücadele etmek zorunda kaldı. Geçmişten gelen borçlara 2020 yılında yaşanan finansman sıkıntıları da eklenerek çiftçimizin kredi borçları arttı. Ayrıca son yıllarda yaşanan doğal afetler başta enerji olmak üzere yüksek girdi maliyetleri gibi sorunlarla da mücadele edildi. Tarım sektörü pandemi sürecinde tarımsal üretimini ve ihracatı sürdürerek istihdam sağlayarak ekonomiye önemli katkıda bulundu. Pandemi sürecinin zirve yaptığı aylarda sanayi yüzde 16,4, inşaat yüzde 2,3 hizmetler sektörü yüzde 24,6 küçülürken tarım sektörü yüzde 4,2 büyüme göstererek ekonominin daha da kötüye gitmesini önlemiştir. Tarım ve gıda sektörünün önemi gıda güvencesi açısından bu olumsuz süreçte çok daha net görüldü. Tarımda kendine yeterlilik ve milli tarımın ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Küresel olarak yaşanan sorun nedeni ile ülkeler tarımsal ihracatlarında kapanmaya gittiler Dolayısı ile param var dışarıdan alırım politikasının da zor zamanlarda işlemediği bir kez daha ortaya çıktı. Gıda güvencesini sağlamak için orta ve uzun vadeli tarım politikalarının ne kadar elzem olduğu görüldü. Gıda milliyetçiliği kavramının yükseldiği bu dönemde tüm ülkeleri gıda güvencesini sağlama endişesi sardı. Arz açığımız olan ayçiçeği, mercimek mısır pirinç buğday gibi ürünlerde gümrük indirimleri uygulandı. İthalata bağımlılığın zararları bir kez daha görüldü. Küresel olarak yaşanan bu olumsuz şartlara rağmen bütün tarım paydaşları üretimin aksamaması için tarıma daha fazla önem vermişlerdir. Bu dönemde çiftçimizin üretimde kalmasını sağlayan Tarım ve Orman Bakanlığımız ve taşra teşkilatları olan İl ve İlçe Müdürlüklerimize, yerel de tarıma daha da önem veren susam, yonca, fiğ, lavanta tohumu, fidan ve fide destekleri ile ayrıca ekipman destekleri ile çiftçimizin yanında olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay'a, İlçe Belediye Başkanlarımıza ve Genel Başkanımız Sayın Şemsi Bayraktar’a huzurlarınızda teşekkür ederiz.”
SU İLE İLGİLİ TÜM YATIRIMLAR ÖNE ALINMALI
2020 yılını pandeminin gölgesinde bütün zorluklara rağmen kapattıklarını kaydeden Yağız, 2021 tarım sezonunun içinde olunduğu şu günlerde pandemi süreci devam ederken bu olumsuz sürece bir de küresel olarak yaşanan meteorolojik kuraklığın eklendiğinin altını çizdi. Doğal afetlerden birisi olan meteorolojik kuraklığın önümüzdeki bir kaç aylık süreçte devam etmesi durumunda tarımsal kuraklık olarak kendini göstereceğini ve bunun bir sonraki adımının da gıda krizi olacağını ifade eden Yağız, “Ülkemizde yağışların önemli bir bölümünün düştüğü Ekim Kasım aylarında yağışlar normalin yüzde 50 altına düşerken ekimde sıcaklık rekor kırdı. Kuraklık böyle devam ederse bundan yeraltı ve yerüstü sularının olumsuz etkisi neticesi suya çok ihtiyaç duyan ürünlerden kaçış olabilir bazı ürünlerin arzında bu yıl sıkıntılar yaşanabilir. Kuraklığın had safhada yaşandığı bu dönemde suya ayrı bir başlık açılmalı su ile ilgili tüm yatırımlar öne alınmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız birkaç gün önce 150 adet yeraltı barajının 2023 yılına kadar tamamlanacağını kamuoyuna duyurdu Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize bu vesile ile teşekkür ederiz. Bu ve benzeri baraj gölet havzalar arası su transferi, sulama sistemleri, yatırımları sulama ilgili destekler gibi konular öne alınmalı yaşanabilecek tarımsal kuraklığın etkileri en aza indirilmelidir” dedi.
ÇİFTÇİ AĞIR GİRDİ MALİYETİ ALTINDA EZİLMEMELİ
Bir taraftan hazine arazileri üretime kazandırılırken diğer taraftan çiftçinin kendi topraklarının bankalara ve tarım kredi kooperatifine olan borçları yüzünden hacizle karşı karşıya olduğunu aktaran Yağız, “Çiftçimizin öteden beri devam eden kredi borçlarında kapsamlı bir yapılandırmaya gidilmeli çiftçimiz borç yükünden kurtarılmalıdır. Kapsamlı bir üretim planlaması yapılmalı arz talep dengesinde maksimum oran sağlanmalıdır. Özellikle hububatta kuraklığa dayanıklı çeşitler geliştirilmelidir. Devam eden tarımsal teşvikler artırılmalı teşvikler üretim sezonu içerisinde zamanında ödenmelidir. Tarımsal teşvikler üretim sezonundan önce açıklanmalı çiftçimiz ne alacağını bilmelidir. Desteklemelerde uygulanan stopaj kesintisi kaldırılmalıdır. Gübre, tohum, ilaç, yem, elektrik ve sulama gibi girdiler enflasyonun çok üzerinde arttı. Özellikle gübre fiyatlarında 2020 yılına göre yüzde 70 ile 90'lara varan artış oldu. Tarımsal girdilerin artışlarının önüne geçilmeli çiftçi girdi maliyetleri altında ezilmemelidir” şeklinde konuştu.
SÜT FİYATI YEM FİYATI PARİTESİNİN EN AZ 1,50 ORANDA KALMASI GEREKİR
“Tarım sektörünün önemi göz önüne alınarak tarıma pozitif ayrımcılık yapılmalıdır” diyen Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, son olarak şunları kaydetti: “2020 yılı sonunda bir kez verilen yem desteği sürekli hale getirilmeli hayvansal üretimin en önemli girdisi olan yem fiyatlarının sürekli yükselmesi sorununa çözüm bulunmalıdır. Sürdürülebilir bir et ve süt üretimi için süt fiyatı yem fiyatı paritesinin en az 1,50 oranda kalması sağlanmalıdır. Sürekli doğal afetlere maruz kalan çiftçimizin mağdur olmaması için TARSİM sigortasının prim oranları uygun hale getirilmeli sigorta sistemi tabana yayılmalı yaygınlaştırılmalıdır. Değerli Basın Mensupları bu pandemi sürecinde sağlığını yitiren hayatını kaybeden çiftçilerimiz oldu. Hayatını kaybeden çiftçilerimize Allahtan rahmet diler sağlığını kaybeden çiftçilerimize sağlık sıhhat dileriz ve üretimde en büyük teşekkürü hak eden her şart da üretime devam cefakar çiftçimize Ziraat Odaları olarak teşekkür ederiz.”
EYYÜB KARAKUZU merhaba
haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.