Nilgün Güney

Nilgün Güney

Müminin Yaşadığı Samimiyet

Müminin Yaşadığı Samimiyet

 Samimiyet, kalpte yaşanmadığı zaman hiçbir şekilde insanlar karşısında inandırıcı bir özellik kazandıramaz. Samimi olmayan insan, kendisini konuşma üslubundan, oturup kalkmasından ve bakışlarından belli eder. Samimi insanın ise bütün tavırları doğaldır. İçinden nasıl geliyorsa öyle davranır. Kendisini insanların anlayışına göre değiştirmez. Allah’a karşı samimi ve güçlü bağı onun bu karaktere sahip olmasına vesile olur.

Samimiyet, aynı zamanda insanlar arasındaki ilişkileri güçlendiren çok önemli bir faktördür. Ama birçok insan samimiyetin bu gücünden habersiz bir yaşam sürer. Samimiyetin huzurunu yaşayamayan insanlar bazen karşısındaki insanları etkileyebilmek adına yapmacık tavırlara başvururlar. İçinden gelen tavrı ve tepkileri göstermez, nasıl memnun olunuyorsa, o tavrı göstermeye çalışır. Karşı tarafı hoşnut etmeye çalışan insanlar çift, hatta birkaç karaktere birden sahip olurlar. Çünkü her insanın beğenileri farklıdır ve yapmacık bir karaktere sahip olan birisi onları hoşnut edebilmek için her kılığa girer. Aslında doğru olarak kabul etmediği bir düşüncenin taraftarıymış gibi görünmeye çalışır. Sonuç olarak karşı taraf yapmacıklığın, samimiyetsizliğin farkına vardığı an, bu insanın iki yüzlü ve güvenilmez birisi olduğuna karar verir. Yani karşısındaki insanı hoşnut edebilmek için yapmacık davranan kişinin planları suya düşer. Gerçek kişiliğini gizleyen ve her ortamda farklı bir karakter gösteren kişiye, çevresi tedirgin olarak yaklaşır.

Bu insanlar, diğer insanların arkasından konuşabilir, atıp tutabilir ve rahatlıkla onlar için yalan söyleyebilir. Aynı zamanda arkasından konuştuğu kişiden bir çıkarı varsa onunla ilgili hiç kötü fikirleri olmamış gibi onun üzerinden, menfaatlerini tamamlamaya çalışabilirler. Bunun yanında, çok sevdiğini söylediği bir insana karşı da yine çeşitli menfaatler gizleyip duygularını belli  etmemeye çalışabilirler. 

İçinde Allah korkusu taşıyan ve attığı her adımı Allah rızası için atmaya çalışan mümin ise bu tür davranışlardan şiddetle kaçınır. Asla küçük menfaatler uğruna diğer insanlara olduğundan farklı davranmaz ve farklı kişiliklere bürünmez. Müminin karakteri oturmuştur, nerede nasıl bir davranış göstermesi gerektiğini bilir. İçinde olanı, olduğu gibi değiştirmeye çalışmadan karşısındakine aktarır. Çünkü Allah’ın içinde tuttuğu her şeyden haberdar olduğunun bilincindedir. Samimiyetsizlik Yüce Allah’ın beğenmediği bir davranış şeklidir. İnsanların hoşnutluğunu kazanmak için Allah’ın beğenmediği bir davranış şekli göstermek şüphesiz akla aykırı bir harekettir.

“Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.’’ (Taha Suresi, 7)

 

Aynı zamanda Yüce Allah, insanların hoşnutluğunu arayarak Kendisi’ne şirk koşulmasını asla affetmeyeceğini bildirmiştir. Bu nedenle mümin kişi, Allah’ın rızasından başka bir amaç gütmez ve Allah’a karşı kararlı bir samimiyet gösterir.

“Gerçekten, Allah, Kendisi'ne şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.’’ (Nisa Suresi, 48)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi