Ekin ektim gül bitti…

Dalında bülbül öttü… diye

Eskil’de çiftçi de ayçiçeği ekti…

Sezonu beklemeden hüsran biçti…

Eskil’in birçok bölgesinde çiftçiler, umudunu bağladığı yağlık ayçiçeğinde üzerine düşeni ziyadesiyle yapmasına rağmen mahsulünün istediği seviyede olmaması çiftçiyi düşündürüyor!

Öyle ki hibrit tohum olarak aldığı tohumda dallanma ve budaklanma ile ortaya çıkan çoklu  kafa verme olayı ise çiftçinin bin derdine bin dert eklemesine yetiyor da artıyor bile…

Tohumdan mı?

Hava şartlarında mı?

Başka bir sebebi mi var?

Kafa yormaya devam eden edene!

Ancak, inşallah tensip buyururlarsa sayın yetkililerden bir açıklama zahmetinde bulunulacaklar inşallah…

Atalar, ek tohumun hasını çekme darı yasını diye ne güzel söylemişler.

İşte son yıllarda özellikle ekim sezonundan önce sertifikalı hububat tohumunun piyasaya sunulması ve sertifikalı ürüne verilen destek ile birlikte hububatta kalite paralel olarak gelmekte.

Bölgemizde bilinçli tarımın öncü isimlerinden Ziraat Mühendisi ve Eskil Ziraat Odası Genel Sekreteri Vedat Belgemen’de arazilerinde kullanmak için Konya’da anlı şanlı esnaflarından birisinden sertifikalı Bezostija alıyor.

Verimli bir mahsul için bütün gerekliliklerini yerine getiriyor.

Ancak, ürünün yetişmeye başlaması ve ekinin kendisini tarlada göstermesi ile birlikte bir şeyin farkına varıyor. Kendisine bezostija diye satılan ürünün ikinci sınıf ekmeklik buğday sınıfında yer alan Sönmez olduğunu görüyor.

Bununla birlikte ciddi derecede hem ürün kaybı oluyor hem de ürününü çok daha düşük ücrete satıyor ve kendi ifadesine göre sertifikalı bezostija diye aldığı ürünün sönmez olmasından dolayı 20.000 TL zararının olduğunu kaydediyor.

Şimdi Ziraat Odası’ndaki görevinin  sorumluluğunun bilincine de paralel olarak sesini duyurma çabasında.

İnşallah hem Sayın Belgemen’in hem de ayçiçeği üreticisinin sesini bir duyan olur ve tarlaya tohumun hasını ekme gayreti içindeki çiftçinin ekmeğiyle oynama derdinde olanlara fırsat verilmez!