Türkmen Kültüründe "Mevlid Okutma" Geleneği
Mevlid kelime anlamı ile Hz. Muhammed’in doğumunu, yaşamını anlatan, en bilindik olanı Süleyman Çelebi’nin kaleme aldığı mesnevi biçiminde oluşturulan esere verilen addır.
Peygamber efendimiz aleyhissalatu vesselamın doğumunu anma ve kutlama törenleri Mısır’da Fatımiler döneminde başlamış olup sonraki yıllarda ise Eyyûbiler tarafından da benimsenmiş ve çeşitli törenler düzenlenerek, şenlik havasında kutlamalar gerçekleştirilmiştir. İlerleyen zamanlarda mevlid törenleri İslam dünyasında yaygınlık kazanarak günümüze kadar devam etmiştir. Esasen Peygamber efendimizin doğum yıldönümünü kutlamak maksadıyla başlamış olan mevlid törenleri giderek Kadir, Mi’rac, Regaib ve Berat gecesi gibi önemli dini gecelerde ve insanlık için oldukça önemli bir yere sahip olan doğum, ölüm, düğün gibi hayati olaylar vesilesiyle okutulmaya başlanmıştır. Dini anlamda yapılma zorunluluğu bulunmayan mevlid törenleri, insanoğlunun hayatında önemli yere sahip olan bu hayati olayların Peygamber efendimizin anlatılageldiği bu eserin okunmasıyla daha da bir anlamlı hale getirilmiş ve şereflendirilmiştir. İslami boyutu ile geleneğimizde yer almaya başlayan bu törenler dini-kültürel bir öğe olarak hayatımızda yer edinmiştir.
İslam dininde ölen kişinin amel defteri kapanmaktadır. Fakat bir husus vardır ki bu vesileyle ölen kişinin amel defteri açık kalır. Bu da ölmüş olan kişinin ardında hayırlı evlatlar, hayır olarak yaptırmış olduğu eserlerin bulunması durumudur. Bu olduğu takdirde evlatlarının ecdatları yararına yapmış oldukları hayır ve hasenatlarla ecdatlarına giden sevaplar olacağına inanılır. Peygamber efendimiz aleyhisselatü vesselam bir hadisi şerifinde; Ölülerinizi hayır dua ile yâd edin, buyurmaktadır. İnsanoğlu da peygamber efendimizin bu hadisi gereğince ölen atalarını, yakınlarını çeşitli hayırlı dualarla anmaya gayret göstermiş ve yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim okuyarak törenler düzenlemeye yemekler vermeye ve tören esnasında da mevlid-i şerifler okumaya başlamıştır. Dini bir vecibe olmamasının yanında içerisinde okunan Kur’anlar, yapılan hatimler ve edilen dualar sebebiyle dini boyutu olan bu mevlid törenleri Anadolu insanı için ayrı bir yer edinmiştir.
Anadolu’da mevlid okutmak oldukça sık karşılaşılan bir gelenek halini almıştır. Mevlid törenlerine verilen değerler çok büyüktür. Özellikle Karabağ Türkmenlerinde bu başlı başına bir tören mahiyeti taşır. Buyurun hep birlikte Konya Karabağ’da bir mevlid törenine misafir olalım…
Mevlid okutacak olan aile bir yıl öncesinden mevlidin niyeti ile koyunlarını beslemeye başlar. Maddi durumunun el verdiğince bir ya da iki hatta üç kurban o gün gelince kurban edilir. Evin kadınları sabahın ilk ışıklarıyla uyanır ailenin en yaşlı, en bilgin kadını (nenesi) dilinde duası ile ocak başına oturtulur ki yapılacak olan yemeklerde eksik olmasın, her şey yerli yerince eksiksiz bir şekilde yapılsın. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan kadınlar kesilen kurban etini parçalar ve haşlanması için koyarlar ocağa bu esnada boş durmak olmaz zaten oyalanacak vakitte yoktur öğleye kadar işin büyük kısmı bitmelidir. Et bir yanda haşlanadursun kadınlar diğer yandan da sarmalarını sararlar. Etin haşlanmasıyla birlikte bu et suyu kullanılarak yöreye göre değişmekle birlikte Yoğurt (yayla) çorbası ve ardından da bamya çorbaları yapılır. Bütün kadınlar bir işin ucundan tutmakta olup evde büyük bir heyecan hakimdir. Bu heyecanla bir diğer aşamaya geçilmiş artık sütlaçlar yapılmaya başlanmıştır diğer taraftan ise tepsi tepsi baklavalar açılmaktadır. Mevlid töreninde yemek oldukça büyük bir ehemmiyet taşır. Yemek, gelen misafirlere yetmeli ve gelememiş olan konu komsuya da gönderilecek miktarda olmalıdır. Mevlid yemeğinden tabiri caizse herkes, kurt, kuş bütün kainat nasiplenmelidir. Yemek hazırlıkları tamamlanmak üzeredir fakat mevlidlerin en önemli ikramlıklarından biri olan ve Süleyman Çelebi’nin mevlidinde de:
‘Susadım gayet hararetten katı,
Sundular bir cam dolusu şerbeti.
Şerbeti karşımda tuttu huriler,
Bunu Rabbimiz gönderdi dediler.’
Şeklinde ifade edilmiş olan şerbetin yapımına gelmiştir sıra. Bu özel anlamlar içeren şerbetin yapımı için özel olarak kullanılan ve ‘nöbet şekeri’ olarak bilinen şekerin özellikle kırmızı olanı tercih edilerek alınmış olanıyla suyun karıştırılması ile elde edilen şerbet artık ikram için hazırdır. Renginin kırmızı olarak tercih edilmesi de okunacak olan mevlid-i şerif de Peygamber efendimizin anlatılıyor olması ve gülün peygamberimizi temsil ediyor olmasından dolayı kırmızı gülün rengi ile peygamber efendimiz arasında oluşturulan bağdan kaynaklanmaktadır. Yemek hazırlıkları ağzı dualı kadınlar tarafından tamamlanmıştır.
Evin içerisinde büyük bir coşku hakimdir. Gelenler yabancı değildir elbette ama o günün anlam ve önemi çok başkadır ve yüzlerce insan o gün orada mevlid töreni için toplanacaklardır. Giyim kuşamına çok dikkat eder ev sahibi oldukça temiz ve pak olmalıdır. Aynı şekilde o törene katılacak olan misafirler de bu hususa oldukça dikkat ederler. Evin erkekleri de hazırlıklarını tamamlamıştır. Artık misafir karşılamaya hazırlardır. Günümüzde olduğu gibi ev giriş kapısından karşılanmaz misafir avlu giriş kapısında karşılanır ve misafir oturma odasına kadar götürülür o esnada gelmekte olan diğer misafirleri evin diğer sakinleri karşılayarak odaya kadar eşlik ederler. Çok büyük bir mazeret olmadıkça davete icap edilir. Gerekli katılım sağlanmasının ardından toplanmış olan misafirler ve hocanın eşliğinde Kur’an-ı Kerim hatmi gerçekleştirilir. Köyün semalarında akşam ezanının yankılanmasıyla artık akşam olmuştur. Namazlar kılınır ve sonrasında davet yemeği ikram edilir. Yemeğin ardından misafirler yeniden toplanır ve mevlid-i şerif’in okunmasına gelmiştir sıra. Mevlid okunur, dualar yapılır orada okunulmuş olan Kur’an-ı Kerimden hasıl olan sevapların Mevlidi okutan ailenin ahirete intikal etmiş olan büyükleri başta olmak üzere katılan tüm misafirlerin vefat etmiş olan yakınlarına ulaştırılması için dualar niyaz edilir yüce Allahtan. Sonrasında şerbet ikramı gerçekleştirilir ve mevlid sona ermiştir…
Gördüğünüz üzere mevlid okutulması toplumumuzda oldukça büyük bir yer edinmiştir. Böylesine büyük bir manevi anlam içeren mevlidler ile evlatlar ecdatlarına karşı sorumluluklarını yerine getirdiklerini düşünmektedirler. Böylesine güzel anlamlar içeren mevlid okutma geleneğinin unutulmadan gelecek nesillere aktarılması ve bu hassasiyetin yüzyıllar boyunca devam ettirilmesi dileğiyle…