O nedenle insanımıza yönelik çevre ile ilgili bilgilendirici çalışmalar artarak devam etmeli, ancak burada da topu hemen resmi kurum ve kuruluşlara atmak yerine önce bireyler sorumluluk almalı.

Anlattığımıza en güzel örnek hiç şüphesiz anız yangınlarıdır. Harman sonrası anız yangınlarının çevreye, doğaya, tarlaya, toprağa verdiği zararlarla ilgili onlarca program yapılır. Jandarmanın hassasiyeti hat safhadadır ve yine belki o anızı yakmaya kararlı olan bir tane çiftçiyi kararından vazgeçiremezsin. Gider o anızı yakar.

İşte gelinen noktada somut bir netice Konya Ovası tarihte görülmemiş şekilde fare istilasına uğramış durumda ve tehlike günden güne de artmakta. Uzmanlar tehlikenin bu kadar büyümesinde ki önemli etkenlerden birisinin anız yangınları olduğunu kaydetmektedirler.

O halde insanımız ilk önce kendisi sorumluluk alacak.

İşte su kaynaklarımız, bölgemizde bir yudum suyun bile ne kadar önemli olduğu ifade edilmekte. Son yıllarda sularımız tam 40 metre çekildi. 2007’de birkaç ay yağmurun az yağması ile birlikte başta Ankara olmak üzere birçok yerleşim merkezinde su sıkıntısı baş gösterdi.

Başta vahşi sulama olmak üzere suyun israf edilmesi, dışarıda kar, yağmur yağarken kişinin ürününü tekrardan sulaması gibi birçok olumsuz örneği görmek mümkün. “Irmaktan abdest alırken bile suyu israf etme” anlayışının bir tezahürü niteliğinde olması gereken insanlara “lütfen suyu israf etmeyin” dendiğinde verdikleri cevap ise şark kurnazlığının en somut hali “Allah’ın rahmeti bol.”

Bölgemizde hep ihmal edilen unsurlardan birisi de ağaçlandırma konusu.

Hiç şüphesiz ağaç ve yeşillik; insanların psikolojisini, ekonomisini, kültürünü, sağlığını önemli yönde etkileyen unsur Ağaç dikmek topluma huzur ve mutluluk getirir. Ağaç doğanın dengesidir. Yağmurların zamanında ve düzenli olarak yağmasına vesiledir.

Şimdiye kadar ilçemizde hep fidan dikildi, ancak çoğu zaman bu fidanın dikilmesi ile kaldı. Ancak günümüzde bu anlayışın değiştiğini gösteren ifadeleri başta Eskil Belediye Başkanı Niyazi Alçay’ın açıklamalarında da görüyoruz. İki unsuru özellikle belirtiyor Sayın Başkan, toprak analizi yapılarak toprak çeşidine göre en uygun ağaç çeşidinin büyümesi için gayret gösterildiği ve fidanları dikmek değil onları büyütmenin önemli olduğunu belirtiyor.

Yukarıda ki olumsuz örneklerin aksine insanımızın ağaçlandırma konusunda bilinçli hale geldiğinin kayda değer göstergeleri var. Eskil’in gençlerinin kendi imkanları ile 3 bin fidan elde edip onları Eskil ve çevresine dikmeleri bunun en güzel göstergesi.

Dinamik durumdaki insanımızın bu enerjisini devam ettirmek için ağaçlandırma çalışmasına ön ayak olan kuruluşlar ile görüşmeler yapılabilir.

Bölgemizde hemen akla gelen hiç şüphesiz Konya Şeker ve Konya Ticaret Borsası’dır.

Eskil, Aksaray’a bağlı bir ilçe, ancak Konya Ticaret Borsası’na en çok ürün satılan bölgesi.
O halde bu tür kurumlarla yapılacak görüşmelerin olumlu sonuçlar vereceği muhakkak.

Yemyeşil bir Eskil dileğiyle.

Sadece merkez değil, bütün köy ve yaylaları ile yeşillenmek dileğiyle…