Yılmaz Keskin ve düşündürdükleri
Eskil’in yufka yürekli, merhametli, kadir kıymet bilen isimlerinden Dursun Altan Hoca facebook hesabına; Eskil’de esnaflık yapan Yeni Moda Giyim’in Sahibi Yılmaz Keskin’in fotoğrafını koyup, Yılmaz Keskin’in kendisi asgari ücretle çalışırken, parasızlık yüzünden dershaneye gidemeyen bir öğrencinin parasını denkleştirip nasıl poşet içinde getirip o öğrenciye teslim ettiğini anlatıyordu.
İşte o anda dedenin kafasına bir elma düştü.
Ve kendi kendime sordum
Bu toplum neden Yılmaz gibilere destek olmuyor?
Sadece Yılmaz mı?
Mesela bir Ahmet Sanlav’ımız vardı… Hilmi Yol, Mustafa Cirit gibi fedakar arkadaşlarıyla bir araya gelip Eskil’in çöl denilen bölgesine adeta bir kilimi ilmek ilmek dokur gibi yeşillendirme çalışması yaptılar. Kimden itibar, saygı gördüler?
Bırakın saygıyı hürmeti, onların diktikleri fidanlar ya peşi sıra kırıldı ya da yakıldı.
Mesela Konya’da Sülayman Altan ve bir avuç memleket sevdalısı giderlerini ceplerinden ödedikleri Eskilliler Derneği’ni kurdu.
Cengiz İriş ve arkadaşları Eşmekayalılar Derneği’ni kurdu.
Ya da Eskil’den çıkıp yarınımız olan onlarca çocuğumuz yurdun dört bir yanına ilim öğrenmek, üniversite okuyor.
Hacı Veli Uzun, Ertuğrul Mutlu gibi hayırseverleri bir araya getiren Gönülbağı’nın yaptıkları bizim üzerimizdeki farz olan öşür, zekatı kaldırır mıJ
Ve geçen bir teyzemiz rahmetli oldu.
Merhum Çete Dayı’nın hanımı.
Yengemiz 6 sene yatalak bir şekilde yatmış ve oğlu Mehmet Ali’nin Ortakuyulu hanımı bu sürede teyzemize bir körpe çocuğa bakar gibi bakmış.
Bu ilçede kaymakam, belediye başkanı olsam alırım yanıma eşimi o gelin hanımızı ve ailesini ziyaret eder, teşekkürlerimi iletirim.
Olayın siyaset boyutuna gelince!
Seçilen kişilerde belli başlı özellikler olmalı, kesinlikle ırızcı olmayacak, insana değer verecek, yalan söylemeyecek, emrolunduğu gibi dosdoğru olacak ve babacan olacak.
Yani…
Mesala bir köye yolunuz düştü, köy odası da yok. Akşam orada kalma zorundasınız. Köyde kimin evini sorarsınız?
Muhtarın… deyişinizi duyar gibiyim.
Evet muhtarın de mi?
O halde bu devirde hem de bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın muhtarlara bu kadar değer verdiği ve muhtarın toplumda karşılığı olduğu bir dönemde…
Toplumun derdiyle dertlenen muhtar başta olmak üzere seçilmiş sayısını artırmalıyız ki kazanan ilçemiz olsun.
Mesela Eskil’de…
Yılmaz Keskin’in asgari ücretle çalışırken yaptığı fedakarlığı duyuyoruz…
Aynı şekilde seçilenleri de duyabilsek!
İşte biz toplum olarak bizi temsil edecek kişileri seçerken öncelikle derdimizle dertlenen birisine bakmıyoruz.
Oy verirken önceliğimiz güçlü olanın yanında olmak…
Kimin sülalesi kalabalık oylar ona…
Kimin ağzı iyi laf yapıyorsa, ergenlik dönemindeki genç kız gibi onun peşine…
Burada parası çok olanı da unutmayalım.
Netice itibariyle Eskil siyasetteki anlayışını kökten değiştirmeli.
Adayların özüne bakmasını bilmeli…
Eskil’in buna çok ihtiyacı var ve kazanan memleketimiz olacak, Eskil olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.