Nilgün Güney

Nilgün Güney

Zorluklar mümin için fırsattır

Zorluklar mümin için fırsattır

 

 Ancak bazılarımız bu hükümlerin bir kısmına uyup, bir kısmını terkederken, bazılarımız da gücünün yettiğinin en fazlasını kullanıp, tüm hükümlere titizlik göstermeye çalışmaktadır. Hükümlerin tamamına riayet etmeye çalışanlar ise Kamil iman sahibi müminlerdir.

Kamil iman sahibi müminler Allah’ın rızasını dünyadaki herşeyin üzerinde tutan kişilerdir. Bu anlamda mallarını ve canlarını Allah yolunda ortaya koymuşlardır. Hayatta ne ile karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, güzel ahlaktan taviz vermemeye, mücadelelerini bırakmamaya çalışırlar. Elbette müminler de hayatta çok zor durumlarla karşılaşabilirler. Ancak onlar böyle bir durumda dahi gevşeklik göstermez, Allah’a olan sadakatlerini korurlar. Hatta bu zorlukların eğitimleri ve olgun bir imana sahip olmaları için yaratıldığını bildiklerinden, büyük bir şevkle yollarına devam ederler.

De ki: Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler. (Tevbe Suresi, 51)

Müminler Allah yolunda çaba harcarlarken, hiçbir nefisi çıkarlarını önde tutmazlar. Onlar için önemli olan sadece İslam’ın ve müminlerin menfaatine çalışmaktır. Kendi rahatlarını ve haklarını bu uğurda feda ederler.

Allah’ın yüceliğini ve imanın güzelliğini kavrayamamış olan insanlar ise karşılaştıkları her olaya menfaat elde etme gözüyle bakmaya alışmışlardır. Hatta bu o kadar ileri derecededir ki, kişi ailesinden dahi menfaat elde etme peşine düşmüştür. Bu insanlar için kendi rahatları ve mutlulukları herkesinkinden daha önemlidir. Bu anladamda fedakarlık yapmaz, menfaatleri olmadığı sürece kimsenin hakkını savunmazlar.

Müminler için en fazla fedakarlık yapmak demek, Allah’ın rızasına en yakın olmak demektir. Bu yüzden müminler daima hayırlarda yarışırlar. Yaptıkları fedakarlıkları bir kayıp değil, ahiret yurdu adına kazanç olarak görürler. Allah yaptıkları her fedakarlığın karşılığını misliyle, en güzel şekilde ahirette verecektir.

Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. (Ali İmran Suresi, 114)

Müminler, diğer insanların aksine fedakarlık yapmayı, haklarından feragat etmeyi bir sıkıntı olarak değil, şevklenmelerine bir vesile olarak görürler. Bu anlamda Allah’ın kendileri için yaratacağı imtihanları, fırsat olarak değerlendirirler. Eğer güzel ahlak gösterirlerse, Allah’a biraz daha yakınlaşacaklarını düşünmek, müminlerin bu yoldaki azimlerini daha da arttırır. İşte bu ahlak üzerinde olmaları onları diğer insanlardan ayıran en belirgin özellikleridir. Rabbimiz müminlerin aksine, kendi menfaatlerine yarayacak bir işle karşılaştıklarında, dinden yüz çeviren insanların durumunu şöyle haber vermiştir:

Oysa onlar (kendilerini tümüyle Allah'a ve İslam'a teslim etmeyenler) bir ticaret ya da bir eğlence gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın Katında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Cuma Suresi, 11)

Mümin bütün nimetlerin gerçek sahibinin Allah olduğuna kesin olarak inanmış kişidir. Bu yüzden nimet sahibi olduklarında veya nimetler azaldığında, bunu yapanın Allah olduğunu bilmenin rahatlığı ile yaşar. Yine bir insanın hüzünlenmesini, mutlu olmasını, heyecanlanmasını, endişe duymasını da yaratan Allah’tır. Rabbimiz ömrü boyunca Kendisi’ni anan, emirlerine titizlik gösteren kullarına mutluluğu ve kurtuluşu vaad etmiştir. Büyüklenen ve şımarıklık eden kullarına da sıkıntılı bir yaşamı kaderlerine yazmıştır. Dahası ahirette acıklı bir azabı haber vermiştir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi