Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda daha hızlı ilerleyebilen bu durum, doğru yöntemlerle takip edildiğinde kontrol altına alınabilir ve hatta gerileyebilir. Son yıllarda dünya genelinde en çok tercih edilen tedavi yaklaşımlarından biri ise Schroth Yöntemidir. Aksaray’da da bu yöntem giderek daha fazla tanınmaya ve uygulanmaya başlıyor.

Schroth Yöntemi Nedir?

Schroth Yöntemi, skolyoz tedavisinde uygulanan özel solunum teknikleri ve üç boyutlu egzersizlerden oluşan bilimsel bir fizyoterapi yöntemidir.
Bu yöntemde amaç:

• Omurga eğriliğini üç boyutlu olarak düzeltmek,

• Duruş bozukluklarını iyileştirmek,

• Kas dengesizliğini gidermek,

• Ağrıyı azaltmak,

• Skolyozun ilerlemesini durdurmak hatta geriletmek.

Kişiye özel olarak planlanan bu egzersizler, skolyozlu bireyin eğrilik paternine göre şekillenir. Bu yönüyle genel sırt-karın egzersizlerinden tamamen farklıdır çünkü skolyoz simetrik değil asimetrik bir problemdir.

Schroth Yönteminin Doğuşu: Bir Hastanın Çözüme Ulaşma Arayışı

Schroth Yöntemi’nin temelleri, 1894 doğumlu Katharina Schroth’un kendi skolyozuyla mücadele ederken geliştirdiği egzersizlere dayanır. Gençlik yıllarında korse kullanmaya başlayan Schroth, korsenin yaşam kalitesini düşürdüğünü fark ederek omurgasını kendi yöntemleriyle düzeltme arayışına girdi.

Vücudundaki asimetrileri fark ederek nefes ve kas aktivasyonu üzerine yoğunlaştı. Zaman içinde geliştirdiği tekniklerle omurgasında belirgin bir düzelme sağladı ve çevresinden aldığı destekle bu yöntemini geliştirmeye devam etti.

1934 yılında uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmede Schroth’un yöntemi, skolyoz tedavisinde kullanılan yöntemler arasında en etkili yöntem olarak tanımlandı. Bunun üzerine devlet tarafından desteklenerek yöntem daha geniş kitlelere ulaştırıldı.

Bugün Almanya’nın Bad Sobernheim kasabasında bulunan Schroth Kliniği, dünyanın dört bir köşesinden skolyoz hastalarını kabul ederek 4–6 haftalık yoğun rehabilitasyon programları uygulamaya devam ediyor.

Yöntemi Geliştiren Bir Aile: Üç Nesillik Bilimsel Yolculuk

Katharina Schroth’un kızı Christa Lehnert-Schroth annesinin izinden giderek fizyoterapist oldu ve yöntemi daha da geliştirdi.
Christa’nın oğlu Hans-Rudolf Weiss ise ortopedi uzmanı olarak yöntem üzerinde bilimsel çalışmalar yapmaya devam ediyor.

Böylece Schroth yaklaşımı, üç nesildir geliştirilen, bilimsel altyapısı güçlü ve tüm dünyada kabul gören bir skolyoz tedavi yöntemi haline gelmiştir.

Neden Schroth? Geleneksel Egzersizlerden Farkı Nedir?

Klasik fizik tedavi uygulamalarında skolyozlu bireylere genel olarak sırt, karın ve bel kaslarını güçlendirici hareketler önerilir. Ancak bu yaklaşım simetrik kas çalışması üzerine kuruludur ve skolyoz gibi asimetrik bir deformiteyi düzeltmede yeterli değildir.

Schroth’ta ise:

• Vücudun çökmüş bölgeleri nefesle genişletilir,

• Eğrilik yönüne göre asimetrik düzeltici pozisyonlar kullanılır,

• Kaslar hedefe yönelik çalıştırılır,

• Aynalama, duvar, bantlama gibi yardımcı araçlarla postür eğitimi yapılır.

Bu nedenle Schroth Yöntemi skolyoz alanında dünyanın en etkili konservatif (ameliyatsız) tedavi yöntemlerinden biri olarak gösteriliyor.

Aksaray’da Schroth Bilinci Artıyor

Aksaray’da son yıllarda skolyozun tedavisinde bilimsel yöntemlere ilginin arttığı görülüyor. Aileler, çocuklarının skolyozunun ilerlememesi için daha doğru ve etkili tedavi programları ararken, Schroth egzersizleri de giderek daha fazla tercih ediliyor.

Fizyoterapistler tarafından verilen kişiye özel programlar sayesinde bireyler:

• Günlük yaşam aktivitelerinde rahatlama,

• Duruşta belirgin düzelme,

• Omurga esnekliğinde artış,

• Ağrılarda azalma,

• Eğrilikte düzelme
  gibi olumlu sonuçlar elde edebiliyor.

Sonuç

Aksaray’da skolyoz farkındalığının artması ve Schroth Yöntemi’nin yaygınlaşması, hem çocuklar hem yetişkinler için önemli bir fırsat sunuyor. Omurga sağlığı, yaşam kalitesinin temel taşlarından biridir. Erken tanı, doğru fizik tedavi ve kişiye özel egzersizlerle skolyozu kontrol altında tutmak mümkündür.

Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…