Guzum geçenlerde bir hanım gızımızla röportaj yapmışlar. Gendisi MHP’den Milletvekili imiş.

Öyle diyordu röportajında “Ben Ak Parti’ye, CHP’ye de gidebilirdim ama benim tercihim MHP oldu.”

Yani MHPli değilim ama orayı tercih ettim dimek istiyor.

Mesala guzularım bu MHP’nin Cumhurbaşkanı, Meclis Başganı adayı Ekmelettin Bey ne gadar bu davaya hizmet etti, geçmişte ülkücülüğü benimsedi, bilen var mı?

Ancak benim bildiğim bir şey var.

Aksaray’da CHPlisi, Ak Partilisi, Saadetlisi herkesin takdir ettiği Ata’dan ülkücü, teşkilatta perde arkasında da aynı şekilde koşturan insanların yansıması olan MHP İl Başganı adam gibi adam Avukat Ayhan Erel vardı.

Bir Merkez İlçe Başkanı Avukat Ferit Köse vardı.

Bir vekillik yaptığı 5 ay gibi sürede belleklerde derin iz bırakan Turan Yaldır vardı…

Bu insanlar 07 Haziran seçimlerinde güçlü bir altyapıya sahip Ak Parti ve onun elinde bulundurduğu bütün imkanlara karşı çoğu zaman ceplerinden ciddi miktarda para harcayarak goşturdular…

Ve o emek oy’a dönüştü sandıktan MHP vekil çıkarmıştı.

MHP adına Türkiye’de oyunu en fazla yükselten ikinci ilin adı: “Aksaray” oldu.

Ancak o sevinç kısa sürdü.

Koalisyon ortaklığı bekleyen partililerin hayalleri ve emekleri Parti Lideri Bahçeli’nin daha sandıklar açılır açılmaz haydi seçime çağrısı ile hüzne dönüştü.

5 ay sonra gerçekleşecek olan seçimde de çalmadık kapı bırakmadan koşturan teşkilat; yorgun argın yine yollara düşse de gittikleri yerde aynı sitemle karşılaştılar. Biz size oy verdik ama sizin iktidar olmak gibi bir derdiniz yok dendi. Onlar iki arada bir derede Üç Hilal, dava uğruna yine de terlerinin son damlasına kadar koşturdular.

Ve karşılarında 2+1 Bakan ve hala iktidar olmanın avantajlarını kullanan ve önemli vaatlerle seçime giden Ak Parti bu kez durumu 3-0 yaptı.

1 Kasım sonrası partide tam bir hüzün vardı. Yoğun emekleri bir sözle heba olmuştu. Ama onlar hüzünlerini içlerine gömdüler…

Ve delege MHP’de önemli bir sayıda verdiği imzayla yeniden kongre istedi.

Genel başkan Bahçeli ise aynı dava için mücadele ettiği, yıllarca kader birliği ettiği ülkücülere, 7 Haziran akşamı gibi haydi seçime, alayınız gelsin resti yerine o teşkilatları görevden almakla çare aradı.

Ve aslında son dönemde yeşil sahalarda çok konuşulan o pozisyonun alası Aksaray’da yaşandı.

Bu dava onlar için yaşam biçim olan, gecesini gündüzüne katarak üç hilal uğruna aylarca cebinden para harcayap kapı kapı dolaşarak oy alanları; onların emeklerini boşa çıkaranlar görevden aldı.

Yani Aksaray’da futbolcu, hakeme kırmızı kart göstererek tribünleri gösterdi!