Nilgün Güney

Nilgün Güney

Allah, şükredene nimetini artırır

Allah, şükredene nimetini artırır

 İnsanların aklına nimet deyince genelde mal, mülk, zenginlik, şöhret gibi değerler gelmektedir. Oysa insanın hizmetine sunulmuş, çevremizde gördüğümüz herşey nimettir. Rabbimiz'in nimeti sayılmayacak kadar çoktur.

"Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.'' (Nahl Suresi, 18)

Nimete şükrü engelleyen en büyük nedenlerin biri ülfettir. Yani nimeti sürekli görmekten kaynaklanan alışkanlık. Bu alışkanlığın sebebi ise, nimetlerin üzerinde derin düşünmemek, sadece bilgisine sahip olup, ihtiyaca yönelik kullanmaktır. Örneğin, her gün duyduğumuz kuş seslerine karşı insanda bir ülfet söz konusudur. Ancak insan bu kuşları yeni farkediyor olsaydı durum da farklı olurdu. Bu seslerin
güzelliği karşısında duraksar, biraz dinlemeye koyulurdu. Her gün bu seslerle muhattap olmak ve üzerinde düşünme gereği duymamak, bu nimete karşı ülfet meydana getirir. Hatta kişi, ülfetten dolayı bu kuşların sesini duyamaz olur. Bu her nimet için geçerlidir. Yol kenarındaki, sürekli gölgelik veren ağaç, komşusunun sokakta oynayan sevimli çocuğu, köşede uyuyakalmış bir kedi yavrusu... insanda bir süre sonra alışkanlık meydana getirir. Oysa bu nimetler üzerinde derin düşünülmesi gereken iman hakikatleridir. Rabbimiz bu görüntüleri tesadüfen karşımıza çıkarmamaktadır. Bu nimetler O'nu yüceltip, takdir etmek için yaratılmıştır.

Ancak etrafındaki nimetlerin farkında olan insan mucizevi bir dünyada yaşadığının şuurunda olur. Nimetlere şükredene Rabbimiz akıl açıklığı, doğruyu yanlıştan ayırma kabiliyeti verir. Rabbimiz'in kulu üzerindeki bu ilgisi, ömrü boyunca onu tüm kötülüklerden korur.

"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.'' (Enfal Suresi, 29)


Rabbimiz Kuran'da şükreden kulu için bir sırda vermiştir. Verdiği nimetleri takdir eden, O'nu yücelten kullarına nimetlerini arttıracaktır.
"Rabbiniz şöyle buyurmuştu: Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir." (İbrahim Suresi, 7)

Örneğin, kendisine barınacak bir ev, karnını doyurduğu için yüzlerce çeşit yiyecek, hastalandığı zaman şifa vesilesiyle ilaçları yaratan Rabbine şükreden kişiye, Allah arttıracak, bu nimetlerden zevk almasını sağlayacaktır. Nimetlerden zevk aldıran da Allah'tır. Ancak sahibi olduğu evin daha iyisini, kullandığı arabanın son modelini kendi nefsi isteklerini tatmin ve övünme konusu olarak isteyen kişiye de Allah nimetlerini arttırabilir. Bu durum insanları yanıltmamalıdır. Allah kulunun ne niyetle dua ettiğini de bilmektedir. Rabbimiz bu nimetleri o kişiye azabını arttırmak için verdiğini şöyle
bildirmiştir:

"Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azaplandırmak ve canlarının inkar içindeyken zorlukla çıkmasını ister.'' (Tevbe Suresi, 55)


Nimetleri Hz. Süleyman gibi Rabbini yüceltmek, O'na şükretmek ve O'nun yolunda kullanmak için isteyen kişi, bu nimetlerden büyük haz alacak, ahirette de sonsuz ve en güzel olanlarıyla mükafatlandırılacaktır. "O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.'' (Sad Suresi, 32)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi