Ömer Lütfi Ersöz
Dünya İmtihan Yeridir: Hayatın Gerçek Amacı Kulluktur
Dünya hayatı, geçici bir yolculuktur. İnsanoğlu, bu dünyaya imtihan edilmek üzere gönderilmiştir. Yaratılışın asıl gayesi, Allah’a (c.c.) kulluk etmektir. Bu nedenle mümin, hayatının her anında bu bilinci taşımalı, ibadetlerini yerine getirerek kulluk görevini unutmamalıdır.
Kur’an-ı Kerim’de bu hakikat şöyle ifade edilir:
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât Sûresi, 56)
“O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.” (Mülk Sûresi, 2)
Hayat anlamsız bir var oluş olmadığı gibi, ölüm de yok oluş değildir. Hayat hayırlı işler yapma fırsatıdır, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığını göreceğimiz ebedî hayatın başlangıcıdır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) buyurmuştur:
“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan, aciz kimse ise nefsinin arzularına tâbi olandır.” (Tirmizi, Kıyamet 26; İbn Mace, Zühd 31)
Bu hadis, müminin sürekli olarak nefs muhasebesi yapması gerektiğini açıkça ortaya koyar. Her insan, ölmeden önce kendini sorgulamalı, günahlarından tövbe etmeli, salih amellerle ahiretine yatırım yapmalıdır.
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyrulur:
“İnsanoğlu beş şeyden hesaba çekilmedikçe kıyamet günü hiçbir yere hareket etmeyecektir: Ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini nerede harcadığından, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, öğrendiği bilgilerle amel edip etmediğinden.” (Tirmizi, Kıyamet 1)
Hayatın her anı bir imtihandır. Kimi zaman mal, kimi zaman fakirlik, hastalık, korku ya da kayıplar bu imtihanların parçasıdır. Mümin, başına gelen olumsuzluklara sabredip, sahip olduğu nimetlere şükrettiğinde, bu dünya imtihanını başarıyla geçer.
Hz. Ömer (r.a.) her akşam kendisini hesaba çeker, “Bugün Allah rızası için ne yaptın?” derdi. Bizler de her günün sonunda kendimizi sorgulamalı, yanlışlarımızdan dönmeli, Allah’a yönelmeliyiz.
İnsanın en büyük düşmanları nefs ve şeytandır. Müslüman, nefsini terbiye ederek manevi olgunluk basamaklarını tırmanmalıdır: Nefs-i Emmare (kötülüğü emreden nefis), Nefs-i Levvame (pişman olan nefis), Nefs-i Mülhime (ilham alan nefis), Nefs-i Mutmainne (huzura ermiş nefis), Nefs-i Râziye ve Mardiyye (Allah’tan razı olan ve Allah’ın razı olduğu nefis), Nefs-i Kâmile (olgun nefis).
Gerçek mümin, Nefs-i Mutmainne derecesine ulaşmaya çalışmalı, kulluk bilinciyle Rabbine yönelmelidir.
Dünya, bir imtihan yeridir. Mümin, her an Allah’ın huzurunda olduğunu bilerek yaşamalıdır. Ölmeden önce ölmek, yani nefsini terbiye edip Allah’a yönelmek, bu imtihanı kazanmanın anahtarıdır.
Kendimiz, ailemiz ve tüm insanlık için faydalı işler yaparak, helal dairesinde yaşayıp dünya imtihanını başarıyla tamamlayanlardan olalım. Rabbim bizleri cennetle mükâfatlandırdığı kullarından eylesin. Âmin.
İslâm Dininde Zorlama Var mı, Yok mu?
30 Ekim 2025 Perşembe 14:46Siyonist İsrail’in Yıkılacağı Günler Yakındır
07 Ekim 2025 Salı 14:53Aile: Göz Aydınlığı ve Cennet Vesilesi
19 Eylül 2025 Cuma 16:05Çalışmadan Tevekkül Olmaz: İslam’da Emek, Sorumluluk ve Tevekkül Bilinci
10 Eylül 2025 Çarşamba 09:53Gazze İçin Sessiz Kalma!
13 Ağustos 2025 Çarşamba 14:02Haram ve Helal Hassasiyetine Sahip Şuurlu Mümin Olmak
07 Ağustos 2025 Perşembe 15:28Özellikle Son Aylardaki Hutbeler: Mükemmel Bir Rehber
06 Ağustos 2025 Çarşamba 15:26Silahlar Susuyor, Türkiye Kazanıyor
21 Temmuz 2025 Pazartesi 08:4615 Temmuz İhanetini Unutmayacağız, Unutturmayacağız
15 Temmuz 2025 Salı 08:52Asıl Hicret: Allah’ın Yasaklarını Terk Edip Emirlerine Uymaktır
24 Haziran 2025 Salı 15:50
					
					
					
					
					
				
				
				
				
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.