Nilgün Güney

Nilgün Güney

Allah'ın nimetleri saymakla bitmez

Allah'ın nimetleri saymakla bitmez

 Uzaydaki yaklaşık 300 milyar galaksi, 300 milyara yıldıza sahip samanyolu galaksisi, saman yolu galaksisindeki yıldızlardan biri olan güneşimiz, bu devasa büyüklükteki gök cisimlerinin yanındaki dünyamız, dünyadaki çeşit çeşit bitkiler ve hayvanlar, okyanuslar, dağlar… Hepsi de muzzam bir düzenle insanın hizmetine sunulmuştur. İnsanın yalnızca ismini saymakla bitiremeyeceği bu nimetlerin detayları düşünüldüğünde, Rabbimizin kulu üzerindeki rahmeti daha iyi anlaşılacaktır.

“Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.’’ (Lokman Suresi, 27)

Allah insanda da bir çok nimetler yaratmıştır; ömrümüz boyunca sürekli atan kalbimiz, vücumuzun her köşesine kanı ve besinleri dağıtan damarlarımız, baktığımız anda, hiçbir alette bulunmayan netliği ve görüntü kalitesine sağlayan gözümüz, yüzlerce çeşit tadı karıştırmadan algılayan dilimiz, bilgisayardan yüzlerce kat daha hızlı ve yüksek kapasite sahibi beynimiz… Hepsi de üzerinde hiçbir emeğimiz olmadan, biz daha doğmadan bizim için yaratılmıştır.

“Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.’’ (Nahl Suresi, 78)

İnsanın yaşaması için gerekli olan en temel koşul, nefes almasıdır. Atmosferdeki telaffus ettiğimiz oksijen oranı %21’dir. Ve bu oran dünya ilk yaratıldığı andan itibaren hiç değişmemiştir. Dünyanın nüfusu sürekli değişmekte; her gün yüzlerce insan ölmekte ve yüzlerce insan doğmaktadır. Ancak buna rağmen bu %21’lik oran asla değişmemektedir. Bunun, samimi düşünüldüğünde mucizevi bir olay olduğu hemen farkedilecektir. Bu %21 oksijen oranını kim sürekli sabit tutmaktadır? Fotesentez yaparak oksijen üreten bitkiler mi? Oksijen üreten, mikroskopla ancak varlığını bildiğimiz diğer bir canlı siyanobakteriler mi? Hiçbir eğitim almamış, kimyasal formüllerin ne olduğunu bilmeyen, hatta kendinin bile şuurunda olmayan bu canlılar oksijeni üretip, atmosferde sabit tutması gerektiği nasıl bilebilir? Elbetteki yaşamımız için her an almaya muhtaç olduğumuz havayı, rahmetinin bir tecellisi olarak yaratan Yüce Allah’tır.

İnsanın yaşaması için gerekli olan diğer çok önemli olan bir nimet de sudur. Su da dünya ilk yaratıldığı andan itibaren oranını korumaktadır. Her yıl 505 trilyon su, denizlerden, nehirlerden, akarsulardan… buharlaşmakta, 505 trilyon su yeryüzüne yağmur olarak inmektedir. Bu çok mucizevi bir sistemdir. Ortalama büyüklükteki bir yağmur bulutu 300 bin ton su taşımaktadır. Eğer bu su kütlesi yağmur olarak tane tane değilde, birden boşalsaydı yeryüzünde yaşam olmazdı. Ve her yağmur damlası yeryüzüne çok yavaş iner. O yükseklikten, yağmur damlası büyüklüğündeki atılan herhangi bir cisim yeryüzüne hızlanarak 558 km/h süratle düşmesi gerekirdi. Ancak bu şekilde olmaz, yağmur damlaları düşmeye başladığı andan itibaren paraşüt şeklini alır ve sürtünmesini arttırır. Bu şekilde yerüyüzüne yağmur damlaları 8 km/h gibi muazzam bir süratle düşerler. Bu Rabbimizin sonsuz ilminin tecellilerinden yalnızca biridir.

“Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.’’ (Mü'minun Suresi, 18)

Allah’ın ilmi ve rahmeti yeryüzündeki ve uzaydaki her noktayı kuşatmıştır. Bunları Rabbimiz yaratmıştır ve her an kudreti altında tutmaktadır. Bazı insanlar Rabbini hakkıyla takdir edemedikleri için, Allah’ın bütün bunları yaratıp, kontrolü bu nimetlere bıraktığını sanmaktadırlar. Kendisinden bile haberi olamayan bitkilerin, hayvanların, gök cisimlerinin ve diğer tüm varlıkların kendi kendilerini kontrol edip, düzeni sağlamaları imkansızdır. Yüce Allah herşeyi yaratıp, sürekli himayesi altında tuttuğunu bir ayetinde bizlere şöyle haber verir:

“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır.’’ (Fatır Suresi, 41)

Bize düşen, tüm bunları yaratan üstün güç sahibi Yüce Allah’a karşı şükrümüzü tam yapmaktır. Tüm nimetlerin sahibi Allah’tır, dilediği an onları yok etmeye kadir olan yine O’dur.

“Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin.’’ (Bakara Suresi, 172)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi